Esas No: 2012/12582
Karar No: 2012/13519
Karar Tarihi: 23.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12582 Esas 2012/13519 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ... kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, ... kaydına hatalı olarak yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 3 ve 16 parsel sayılı taşınmazlarda “ ... oğlu” olarak ... kaydında yazılı olan babasının baba adının “...:... oğlu” olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı idare temsilcisi, bir diyeceği olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, ... oğlu ..."ın taşınmazın maliki olduğu,... oğlu ... isminde başka bir kişinin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazların ... kaydının malik hanesinde ismi yazılı... oğlu ..."ın baba adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare temsilcisi temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
... Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt
./..
2012/12582-13519 -2-
maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek ... kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-... Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, ... ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı zabıta aracılığı ile araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, ... ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu edilen 207 ada 3 ve 202 ada 16 parsel sayılı taşınmazların ... kaydı "... oğlu ..." adına tescil edilmiştir.Mahkemece, ... ya da... oğlu ..."ın nüfus kaydı istenmiş, kolluk araştırması da bu kişiler hakkında yaptırılmış, gerekçeli kararda ... oğlu ..."ın malik olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. ... İlçe Nüfus Müdürlüğü 20.12.2011 tarihli cevabi yazısında... oğlu ..."ın kaydına rastlanmadığını bildirerek, ... oğlu ..."ın nüfus kaydı gönderilmiştir. Kolluk araştırması da mahkemece bildirilen kişiler hakkında yapılmıştır.Bu haliyle; kayıt maliki ile kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu yönündeki tüm tereddütlerin giderildiği söylenemez.
Bu durumda mahkemece, öncelikle yukarıda maddeler halinde anlatılan araştırmalar ... kayıt maliki hakkında yeniden titizlikle yapıldıktan sonra, tüm bu araştırmalar sonucu kayıt maliki ile kimlik
bilgilerinin düzeltilmesi istenen şahsın aynı kişi olduğu hususunda hala tereddüt duyulması durumunda gerekirse tespit bilirkişileri ve tanıklar da refakate alınarak taşınmazlar başında keşif yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.