Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28487 Esas 2020/4834 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/28487
Karar No: 2020/4834
Karar Tarihi: 11.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28487 Esas 2020/4834 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/28487 E.  ,  2020/4834 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem ve kadroya alındığı döneme ilişkin hak kazandığı ve kullandırılmayan yıllık izin ücretlerinin iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte ödenmediğini ileri sürerek, ödenmeyen yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının yıllık izin hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesine göre işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3’üncü maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmayacağından mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz.
    İşçinin mevsimlik dönemde geçen kıdemi, daha sonra izne hak kazandığı dönemde izin süresinin belirlenmesine esas kıdeminin tespitinde dikkate alınmalıdır.
    Yapılan iş mevsimlik değil, ancak işçi aralıklı çalıştırılmış ise mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden bu sürede de bir yılı doldurmak koşulu ile izne hak kazandığı kabul edilmelidir.
    Kanun koyucunun mevsimlik işte yıllık izin öngörmemiş olmasının temel gerekçesi, çalışılan süre itibarıyla dinlenme ihtiyacının ortaya çıkmamış oluşudur. Ne var ki, özellikle işçinin her yıl 11 ay civarında çalıştırılması ve kısa bir askı süresinden sonra yeniden çalışmaya devam etmesi, diğer bir ifade ile yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma hâlinde, anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınması gerekmektedir. 11 ayı aşan çalışmalarda ise, yılın kalan bölümünde dinlenme hakkının gereğinin yerine getirilmesi için gereken süre bulunmadığından, 11 ayı aşan çalışmalarda çalışma şeklinin mevsimlik iş olarak değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu çeşit bir çalışmanın mevsimlik olarak değil, fasılalı çalışma olması nedeniyle ve mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden, bu sürede de bir yılı doldurmak koşulu ile işçinin izne hak kazandığı kabul edilmelidir.(Yargıtay HGK’nın, T. 04.07.2018, E. 2015/(7)22-905, K. 2018/1325 sayılı kararı)
    Somut olayda davacı, geçici işçi kadrosu ile kadrolu işçi olarak çalıştığı tüm çalışma süresine ilişkin yıllık izin ücreti alacağının tahsilini talep etmiş, Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 1980 yılında çalışma süresinin 348 gün olduğu ve bu yıl itibariyle davacının mevsimlik işçi statüsü dışına çıktığı kabul edilerek bu yıldan sonraki yıllarda yıllık izin hakkı olduğuna göre hesaplama yapılmıştır. Davacının çalışma süresinin 330 günü aşması halinde, artık mevsimlik çalışmadan söz edilemeyeceğinden, bu halde davacının yıllık izin ücretine hak kazanacağı sonucuna varılması isabetlidir. Ancak davacının 1980 yılında çalışma süresinin 348 gün olduğu ve bu yıl itibariyle davacının mevsimlik işçi statüsü dışına çıktığı kabul edilerek bu yıldan sonraki yıllarda yıllık izin hakkı olduğuna göre hesaplama yapılması hatalı olmuştur. Davacının her bir yıllık dönemde çalışmasının 330 günü aşıp aşmadığı ayrı ayrı belirlenmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönüyle hatalı olup, hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 11.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara