Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8528 Esas 2010/1209 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8528
Karar No: 2010/1209
Karar Tarihi: 09.02.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8528 Esas 2010/1209 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı tarafından süresi içinde temyiz edilen önalım davasına ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilmiş bir karardır. Davacının önalım hakkı nedeniyle istediği tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmiştir. Ancak, taşınmaz paydaşlarının özel olarak kendi aralarında taksim edip belirli bir kısmı kullanırken, bir paydaş kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı üçüncü bir şahsa satarsa, satıcının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması dürüstlük kuralıyla bağdaşmamaktadır. Kötü niyet iddiası her aşamada ileri sürülebilir ve mahkemece nazara alınması gerekir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı fiili taksim savunmasında bulunmuş ancak bu savunma yönünde bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle, mahkemece iddia edilen fiili taksimin var olup olmadığına dair deliller toplanarak keşif yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği ve hükmün bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise; Tapu Sicili Kanunu'nun 2. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesidir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/8528 E.  ,  2010/1209 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık önalım hakkı nedeniyle, önalım hakkına konu payın tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımıza gelince;davalı fiili taksim savunmasında bulunarak taşınmazın paydaşlarca taksim edildiğini ve her bir paydaşın yerinin belirlendiğini ileri sürmüş ancak mahkemece davalının bu savunması yönünde herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece iddia edilen fiili taksimin olup olmadığı noktasında taraflara bütün delilleri sorulup toplandıktan sonra mahallinde keşif yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara