Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10152 Esas 2012/13329 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10152
Karar No: 2012/13329
Karar Tarihi: 20.11.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10152 Esas 2012/13329 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/10152 E.  ,  2012/13329 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.05.2008 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; ... iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulüne dair verilen 27.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmasız temyiz eden davacı ve vekili Av. ... ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_
    Davacı, 43 parsel yanında bulunan davalıya ait 50 metrekare alanlı arsa niteliğindeki taşınmazı belediye meclis kararıyla 30.03.1998 tarihinde satın aldığını, taşınmazın ... kaydının devredilmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini; 16.11.2011 günlü ıslah dilekçesiyle de, ... iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde, ödenen 875,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle ve kendisi tarafından yaptırılan lokanta olarak kullanılan binanın bedelinin ödenmesi ile ödeme yapılıncaya kadar hapis hakkı tanınmasını istemiştir.
    Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu yerin yol fazlası olup, satışa ilişkin bir karar ve ödeme belgesinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının ödediği bedelin güncellenmiş değeri ile taşınmaz üzerindeki bina değeri toplamı 64.186 TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
    ./..
    2012/10152-13329 -2-

    Hükmü, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, kişisel hakka dayalı ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 26.maddesi hükmünce, yasadaki ayrık durumlar hariç her türlü inşaat işlemini yetkili merciden alınacak ruhsat ve yetkili merciin onayladığı plana uygun yapılması gerekir. Şayet bir inşaata ruhsatsız başlanmış veya ruhsat olmakla birlikte inşaat ruhsatın eki olan projesine aykırı yapılmışsa o inşaat “kaçak inşaat” kabul edilir. Yasanın 32. maddesi uyarınca da yıkıma tabii tutulur. Diğer yandan, benzer hükümler Türk Ceza Kanununun “imar kirliliğine neden olma” başlıklı 184. maddesinde de yer almıştır. Görülüyor ki, davadaki istek yasaların suç kabul ettiği ve hakkında cezai yaptırım uygulamasına giriştiği bir yapıya ilişkindir. Yasalar uyarınca yıkımı zorunlu olan bir yerin ekonomik değer olarak varlığı da düşünülemez.
    Somut olayda, davacı, 20.02.1997 tarih ve 1997/14 numaralı ...Belediye Meclis Kararı’na ve anılan belediye başkanlığının 30.03.1998 gün ve 1086 sayılı satış onay yazısına dayanmıştır. Belediye meclis kararında satışı yapılacak taşınmazlar arasında dava konusu taşınmazında bulunduğu açıkça belirtilmediği görülmektedir. Ayrıca, 04.05.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporundan dava konusu taşınmazın imar planı yapılmış bölgede ... kaydı bulunmayan yol fazlası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Belediye meclisinin açıkça satışı yapılacak taşınmazlar arasında dava konusu taşınmazı saymaması ve ... kaydı oluşturulmadan taşınmazın satışı yapılacağından mülkiyet aktarımına ilişkin davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
    Ancak, davacı 30.03.1998 günlü tahsilat fişi ile ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen faizi birlikte alınmasını istemiştir. Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde bu bedelin güncellenmiş değerinin tahsili istemi yer almamaktadır. “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 6100 sayılı HMK’nın 26. madde gereğince “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez." Davacı tarafından ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte tahsili istenmiş olmasına rağmen, ödenen bedelin güncellenmiş değerinin tahsiline karar verilmesi yukarıda belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.

    Ayrıca, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan lokanta binasının yetkili merciden alınan ruhsata dayalı ve yetkili mercinin onayladığı plana uygun olarak yapılmadığı anlaşılmakla bina “kaçak” niteliğinde olup, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımı gerekmektedir. Yasalar uyarınca yıkımı zorunlu olan bir yerin ekonomik değer olarak korunması da düşünülemez. Dolayısıyla, davalıdan bina değerinin de alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, yapılan saptamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçe ile bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 20.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Hemen Ara