Esas No: 2012/11550
Karar No: 2012/13300
Karar Tarihi: 19.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11550 Esas 2012/13300 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2008 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacılar ... ve ..."ın davasının feragat nedeniyle reddine dair verilen 09.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahmekece, bilirkişi raporunda belirtilen 1 no"lu güzergah üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- 210 parsel sayılı taşınmaz maliki davacı ... ve 214 parsel sayılı taşınmaz maliki davacı ..., 216 parsel sayılı taşınmaz maliki davalılara yönelttikleri geçit davasından feragat etmişlerdir.
6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki, feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1966 tarihli ve 1438/290 sayılı, 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararları)
Mahkemece, feragat edilen taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken ""Fazlaya ilişkin talep hakkında da feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına"" şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davacılar ... ve ..."ın geçit hakkı tesisine yönelik talepleri hakkında feragat nedeniyle yukarıda yazılı şekilde hüküm verildiği halde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine, davacılardan ayrı ayrı olmak üzere vekalet ücreti tahsiline karar vermek gerekirken bu hususun gözardı edilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.