Esas No: 2012/8834
Karar No: 2012/13196
Karar Tarihi: 13.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8834 Esas 2012/13196 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.12.2009 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; ... iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 26.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve duruşmasız temyizi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.10.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava Bornova 5. Noterliğinin 20.01.2000 tarihli ve 1525 yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış vaadine konu bağımsız bölüme isabet eden 2/7 payın iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmün, davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 16.06.2011 tarihli ilamı ile özetle; “... Davada dayanılan 20.01.2000 günlü sözleşmede satış vaadi konusu 3539 parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerindeki binanın 2. normal katındaki, 3 numaralı mesken niteliğinde bağımsız bölüm olarak ifade edilmiştir. Kısaca, satışı vaat olunan taşınmazın belli bir arsa payı değil, o taşınmaz üzerindeki yapılan binadaki bağımsız bölümdür. ... Belediye Başkanlığının 16.04.2010 günlü yazılarında 3539 parsel sayılı taşınmazdaki yapının 2. kat ve 3. kat inşaatlarının yapı kullanma izin
./..
2012/8834-13196 -2-
belgelerinin süresi içinde alınmadığından ruhsatsız konumuna düştüğü ayrıca yerinde yapılan incelemede tasdikli projeye aykırı ve ruhsatsız olarak ilave inşaatlar yapıldığının tespit edildiğinin ve 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca işlem yapılması için yapı kontrol müdürlüğüne bildirildiği belirtilmiştir. Bilirkişiler de 06.12.2010 günlü raporlarında binanın projesine aykırı ve ruhsatsız olarak yapılan ilavelerden dolayı ruhsatsız yapı konumuna düştüğünü, ruhsat yenilemesi yapılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Bu bilgilere göre çekişme konusu taşınmazdaki yapı yukarıda ifade edilen imar mevzuatına aykırı "kaçak yapı"dır. 20.01.2000 günlü satış vaadi sözleşmesi arsa payına ilişkin değil, kaçak olan binadaki 3 numaralı bağımsız bölüme aittir. Yine yukarıda sözü edildiği üzere yıkılması mukadder bir yapıda arsa payı satışı değil, bağımsız bölüm satışı yapılmışsa buna bağlı olarak arsa payının hesaplanıp tescili olanaksız bulunduğundan bu aşamada açılan mülkiyet nakline ilişkin davanın dinlenmesi mümkün değildir. Açıklanan bütün bu sebeplerle mülkiyet nakline ilişkin talebin reddi gerekir. Ancak, davada ikinci kademedeki istek olarak bedel ödetilmesi de dava konusu yapıldığından davacının bu talebi incelenip olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmalıdır" gerekçesiyle bozulmuştur.
Dairemizin 14.11.2011 tarihli ilamı ile davacıların karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma sonrası ... iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 24.580 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü; taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacılar vekilinin mülkiyet aktarımına ilişkin temyiz itirazı ile ikinci kademede tazminat istemine ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacılar dava dilekçesinde, ikinci kademede 100.000 TL tazminat isteminde bulunmuş, 26.03.2012 tarihli oturumda talep edilen bu tazminatın 70.000 TL’sinin daire bedeli, 30.000 TL’sinin ise iyileştirme bedeli olduğu açıklanmıştır. Başka bir deyişle, satış vaadine konu taşınmazın bedeli olarak talep edilen miktar 70.000 TL’dir.
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi mülkiyet aktarımını sağlamamakla birlikte taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini korumaktadır. Taahhüt muamelesi olarak geçerli bu sözleşmeye dayanarak davacı bedel isteminde bulunabilir. Bu nedenle, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle hukuka uygun olarak tamamlanmış haldeki rayiç değerinin tespiti ile
./..
2012/8834-13196 -3-
davacıların talebi de göz önüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, satış vaadi sözleşmesi geçersiz bir sözleşmeymiş gibi, geçersiz sözleşmelerde uygulanan denkleştirici adalet ilkesine göre bedel belirlenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davalının temyiz itirazına gelince;
Mahkemece, 31.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda, dava tarihi itibariyle hesaplanan faydalı ve zaruri imalat (iyileştirme) bedeli 16.100 TL ile sözleşmede davalıya ödenen 1.600 TL bedelin denkleştirici adalet kuralı gereğince ulaştığı değer 8.480 TL’nin toplamı 24.850 TL tazminata hükmedilmiştir. Ne var ki; satış vaadi sözleşmesi kaçak olan binadaki 3 numaralı bağımsız bölüme ilişkindir. Yapının ekonomik değeri olmadığından iyileştirme giderlerine ilişkin istemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarıca kabulüne, (3) numaralı bent uyarınca da davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine 13.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.