Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10283 Esas 2022/9402 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10283
Karar No: 2022/9402
Karar Tarihi: 01.12.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10283 Esas 2022/9402 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuyla ilgili mahkumiyet hükmü, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edildi. Mahkeme kararında, suçun TCK'nın 179. maddesinin 2-3.fıkralarında düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu olduğu belirtildi ve bu suç için temel ceza miktarının üç aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğu ifade edildi. CMK'nın 251. maddesinin 1. fıkrasında ise üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar için basit yargılama usulünün uygulanabileceği belirtildi. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararıyla kovuşturma evresine geçilmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanamayacağına karar verildiği için bu madde kovuşturma evresine geçilmiş dosyaları kapsamamaktadır. Ayrıca, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetildiği takdirde, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gerektiğinde dosyanın Basit Yargılama Usulü yönünden yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
12. Ceza Dairesi         2020/10283 E.  ,  2022/9402 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi


    Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3.fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
    Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 01.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara