Esas No: 2009/9650
Karar No: 2010/1160
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9650 Esas 2010/1160 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, oniki adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ... ada ... parsel No’lu taşınmaz hakkındaki davanın tefrikine, diğer taşınmazların satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, dava konusu edilen taşınmazlara tarafların birlikte malik olduklarını,taşınmazları aralarında anlaşarak paylaşma ya da satma olanağının bulunmadığını belirterek, taşınmazların aynen bölünmesi, mümkün değilse satışları suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalılar ... ve ..., dava konusu yerleri daha önce miras bırakanları ...’ın ...’e sattığını, bu nedenle bir hak talep etmediklerini belirtmiş, davalı ... davayı kabul ettiğini, taşınmazlar satıldığında kendisine düşen payın ödenmesini istediğini beyan etmiştir. Diğer davalılar duruşmalara gelmemiş ve bir savunmada bulunmamışlardır.
Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı,taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımıza gelince; mahkemece dava konusu edilen taşınmazların satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine ilişkin daha önce verilen kararı Dairemizin 6.3.2008 gün ve 2007 / 14504 esas 2008 / 2602 karar sayılı kararı ile taşınmazın paydaşları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın davaya dahil edilmesi yönünden bozulmuştur. Hükmün bozulmasından sonra davacılar vekili, 12.6.2008 tarihli oturumda dava konusu edilen ... ada ... parsel No’lu taşınmaz hakkındaki davalarından vazgeçtiklerini, bozma ilamında adı geçenlerin bu taşınmazın paydaşları olduğunu belirtmiştir. Bu beyan üzerine mahkemece bozma ilamı gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de bozma ilamında adı geçen ..., ..., ... ve ... aynı zamanda dava konusu edilen diğer taşınmazların da paydaşları olup bu şekilde davada taraf olarak yer almamışlardır. Bu durumda adı geçen paydaşların, ölü iseler mirasçılarının davaya dahil edilmesi, kendilerine yöntemine uygun davetiye tebliğ olunması,taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz eden davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 9.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.