Esas No: 2012/10958
Karar No: 2012/12855
Karar Tarihi: 06.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10958 Esas 2012/12855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.05.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 18.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 104 ada 15 parsel sayılı taşınmaz lehine 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin ek raporunda (A) ile gösterilen kısmı üzerinden geçit hakkı kurulmasına, davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın
./..
2012/10958-12855 -2-
karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
Somut olayda; yapılan keşif sonucu 3 ayrı alternatif güzergah ve ek rapor ile de 4 no"lu alternatif güzergah belirlenerek bunlardan dahili davalılara ait olan 104 ada 12 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı gibi geçit hakkı kurulurken objektif esaslar gözönünde tutulmalı ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gözden kaçırılmamalıdır. Geçit güzergâhının tamamının dahili davalılara ait 104 ada 12 ./..
2012/10958-12855 -3-
parsel sayılı taşınmazdan geçmesi fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır. Dosya kapsamına, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlardan geçen ve bilirkişi raporunda 2 no’lu olarak belirlenen güzergah yukarıda açıklanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine daha uygun olup, bu güzergahtan geçit verilmelidir.
Kabule göre de, yargılama sırasında uygun geçit yeri olarak dava açılanlar dışında yeni bir taşınmaz belirlenmesi halinde, bu yeni taşınmaz malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmesi veya usul ekonomisi gereğince harçlı dava dilekçesi ile davaya katılmaları sureti ile taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Aleyhine geçit kurulan 104 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliki Mustafa Selman miraşçıları hakkında harcı yatırılmak sureti ile usulüne uygun olarak açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Bu taşınmaz malikleri hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı da yatırılmak suretiyle aynı davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken harçsız dilekçe ile dahili dava edilerek taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 06/11/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.