Esas No: 2012/6232
Karar No: 2012/9394
Karar Tarihi: 14.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6232 Esas 2012/9394 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Baklacı Mahallesi çalışma alanında bulunan 1386 ada 13 parsel sayılı 147,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe olarak 18 yıldan beri Mecit oğlu ... kullanımında olduğu, taşınmaz üzerindeki 2 katlı binanın Mecit oğlu ..."un kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı İdare vekili, çekişmeli parsel üzerinde bulunan 2 katlı binanın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek orman sınırları içerisinde kalan miktarın beyanlar hanesinde belirtilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin tespit gibi 2/B vasfıyla ... adına tapuya tespit ve tesciline, beyanlar hanesinin aynen bırakılmasına, ayrıca beyanlar hanesine parsel üzerinde bulunan binanın teknik bilirkişi Duran Yılmaz"ın 14.10.2011 günlü krokili raporunda (B) harfi ile gösterilen 122, 14 m²"lik kısmının orman tahdit hattı içinde kaldığı hususunun dercine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın üzerinde bulunan binanın teknik bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde 122,14 m²"lik kısmının ormanda kaldığı, ancak tutanağın beyanlar hanesinde bu durumun vurgulanmadığı, binanın tamamının orman dışında kalmış gibi gösterildiği gerekçeleri ile davanın kabulüne, binanın orman tahdit hattı içinde kalan kısmının tutanağın beyanlar hanesine dercine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. Dava 3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda; dava, Hazine ile birlikte beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilen ... aleyhine açılmıştır. Ancak dava dilekçesinde davalı şahsın açık adresi bildirilmediği gibi, mahkemece de davalının adres araştırması yapılmaksızın, ilgili mahalle muhtarına tebligat yapılmış, dava dilekçesi ve duruşma günü davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmemiş ve taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili dava koşullarından olup, taraf teşkili tamamlanmadan davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usulen mümkün değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için, Mahkemece, davalıların davadan ve duruşma gününden usulüne uygun şekilde haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra işin esasına girilerek iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeksizin, taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.