Esas No: 2012/9863
Karar No: 2012/12842
Karar Tarihi: 06.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9863 Esas 2012/12842 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-davalılar ... vd. vekili tarafından, davalı-davacı ... A.Ş aleyhine 19.10.2010 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil veya tazminat; birleşen dava ile de şerh terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın ... iptali ve tescil yönünden kabulüne; birleşen davanın reddine dair verilen 14.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-davacı ... A.Ş vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-davacı vekili Av... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacılar, davalı ... A.Ş."nin davacı ...’ten alacağına karşılık davacı ... adına kayıtlı 26, 27, 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazların satışı ... kayıtlarına da şerh verilen ... 2. Noterliği’nde düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle davalı ... A.Ş."ne vaat edildiğini, davalı tarafından taşınmazların tescilinin yaptırılmadığını ileri sürerek, ... kaydının iptali davalı ... A.Ş. adına tescilini veya 9.000 TL bedelin davalıdan alınmasını istemişlerdir.
Birleştirilen davada davacı ... A.Ş. davalılar ... ve ...a yönelttiği davasında, davalı ... ile düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin iptali ile taşınmazlar ... kaydındaki sözleşme şerhinin terkinini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın ... iptal tescil yönünden kabulüne; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-davacı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil veya tazminat; birleştirilen dava sözleşmenin iptali ve şerhin terkini istemlerine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun
706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. 2644 sayılı ... Kanunu’nun 36. maddesinde yabancı ülkelerin kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilerin ve uluslararası kuruluşların yüzde elli veya daha fazla oranda hissesine sahip oldukları veya yönetim hakkını haiz kişilerin çoğunluğunu atayabilme veya görevden alabilme yetkisine sahip oldukları Türkiye"de kurulu tüzel kişiliğe sahip şirketlerin Türkiye"de hangi koşullarda taşınmaz mal edinebilecekleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, ... kayıtlarından Bozyazı İlçesi Kızılca Köyü sınırları içinde bulunan dava konusu 26, 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazların tarla; 27 parsel sayılı taşınmazın kargir ev ve bahçe niteliği ile davacı-davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında geçerli bir satış vaadi sözleşmesi bulunması taşınmazların mülkiyetini davacıya naklini sağlamaz. Mülkiyet aktarımı için sözleşmenin ifa olanağının da bulunması gerekir.
Mahkemece; 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununun tanımlar başlıklı (md. 2) ve doğrudan yabancı yatırımlara ilişkin esaslar başlıklı (md. 3/d) bendine dayanarak davalı-birleştirilen davada davacı ... A.Ş"nin Türkiyede kurulan bir anonim şirket olduğu ve taşınmaz edinmesine engel bulunmadığı sonucuna varılmış ise de; anılan yasanın (md-3/d) bendi ... Mahkemesinin 11.03.2008 tarihli 2003/71 Esas ve 2008/79 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bu nedenle davalı-davacı ... A.Ş.’nin ... de taşınmaz edinip edinemeyeceği araştırılmadan ... iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılar-davalılardan alınarak davalı-davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.