Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5924 Esas 2012/9379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5924
Karar No: 2012/9379
Karar Tarihi: 14.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5924 Esas 2012/9379 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/5924 E.  ,  2012/9379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında Çiftlik Mahallesi çalışma alanında bulunan 1556 ada 6 parsel sayılı 1052,32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ve üzerindeki iki katlı kargir evin 20 yıldan beri ... kızı ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli parselin tespit tutanağında lehine zilyetlik şerhi verildiğini ancak baba adının ... iken, ... olarak tespit edildiğini belirterek, çekişmeli taşınmazın tespit tutanağının beyanlar hanesine yanlış yazılan baba adının düzeltilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine " İş bu taşınmaz ve üzerindeki iki katlı kargir ev 20 yıldan beri ... kızı ..."ın kullanımındadır." İbaresinin kaldırılarak yerine "İş bu taşınmaz ve üzerindeki iki katlı kargir ev 20 yıldan beri ... kızı ..."ın kullanımındadır." şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... Müdürlüğünü temsilen Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa"ya eklenen EK 4/1. madde ile “6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun"un 11"inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir." şeklinde düzenleme getirilmiştir. Kadastro tespitine itiraz davalarında ise davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi bulunan kişi ya da kişilere aittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 gün 2010/7-70 Esas, 2010/86 Karar sayılı kararında da değinildiği gibi, aleyhine dava açılanların davalı sıfatlarının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. HUMK"nun 179/1. maddesi gereğince dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirim esnasında yapılan yanlışlıklardan bazıları, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmayıp, oluşan hataların giderilmesi, davalının temsilcisinde yanılmış olma halinde olduğu gibi olanak dahilindedir. Somut olayda dava, tutanağın beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemi ile açılmış olup, davanın niteliğine göre, husumetin Hazine"ye yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesinin ve Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerekir. O halde Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmeli, davanın Hazine"ye yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yargılamaya devam ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara