Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9531 Esas 2012/12827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9531
Karar No: 2012/12827
Karar Tarihi: 06.11.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9531 Esas 2012/12827 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/9531 E.  ,  2012/12827 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı davada ... iptali ve tescil olmazsa tazminat birleşen davalarda da ecrimisil istenmesi üzerine bozma ilamlarına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davacı ..."ın ecrimisil istemlerinin kısmen kabulüne, karşı davacı ..."nin isteminin reddine dair verilen 13.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Av.... ile karşı taraftan davacı-davalı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl davada, davacı arsa sahipleri Semih ve ..., mülkiyet hakkına dayanarak 211 ada 5 parsele davalı ...’nin haksız elatmasının önlenmesini ve 1.000 TL (25.01.2001 ila 24.06.2003) ecrimisil ödetilmesini istemiştir.
    Karşı davada, davacı ..., TMK’nun 724. maddesine dayanarak ... iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek olarak da 150.000 TL iyileştirme bedelinin tahsili talebinde bulunmuştur.
    Birleştirilen 1. davada davacı ..., davalı/karşı davacı ...’den 12.000 TL (24.06.2003 ila 25.04.2006) ecrimisil talep etmiştir.
    Mahkemece, davacılardan ... taşınmaza kayden malik olmadığından açtığı davanın reddine, ...’ın açtığı

    elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve 5 parsel numaralı taşınmazdan karşı davacı ve davalı ...’nin tahliyesine, 1.000 TL ecrimisilin tahsiline, davacı ... tarafından açılan 2006/196 E. sayılı birleştirilen davadaki dava nedeniyle ilk davanın açıldığı 24.06.2003 tarihten ek davanın açıldığı 25.04.2006 tarihine kadar ecrimisil tutarı olan 12.000 TL’nin faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacı ...’a verilmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davalı/karşı davacı ...’nin temyizi üzerine Dairemizin 14.05.2007 tarihli 1. bozma ilamında özetle “…1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı/karşı davacı ...’nin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı/karşı davacı ...’nin ikinci kademedeki istemi 5 parsel üzerindeki binada yapılan iyileştirmeler nedeniyle tazminat ödetilmesine ilişkindir. Gerçekten tanıklarca, Uğur tarafından yapının kaba inşaat halinde temellük edildiği, iyileştirme harcamaları yapılarak oturulur hale getirildiği ifade edilmiştir. Görülüyor ki, davalı/davacı ... arsa sahibi olan Semih yararına binada bazı işler yapmış, onun mal varlığında artı değerler meydana getirmiştir. BK’nun 410. ve devamı maddeleri uyarınca iş sahibinin menfaati için yapılmış olan iş sebebiyle yapan kimse hal icabına göre zaruri ve faydalı bulunan bilumum masrafları faizi ile birlikte isteyebileceğinden davalı/davacı ...’un bu isteminin bilirkişi raporu doğrultusunda değerlendirilip hüküm altına alınması gerekirken gerekçe gösterilmeksizin talebin reddi doğru değildir.” denilerek hüküm bozulmuştur.
    Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında; birleştirilen 2. davada davacı ..., davalı/karşı davacı ...’den 10.000 TL (26.04.2006 ila 23.10.2007) ecrimisil talep etmiştir.
    Mahkemece, bozma sonrası, davalı/karşı davacı ... yararına 5 parseldeki iş sahibinin menfaati için yapılmış zaruri ve faydalı gider olarak bilirkişilerce bulunan 91.743 TL tazminata ve birleşen 2. dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.898,62 TL ecrimisilin 26.04.2006 tarihinden itibaren kademeli faizi ile birlikte davalı ...’den tahsiline hükmedilmiştir.
    Hükmün, davacı/karşı davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.07.2009 tarihli 2. bozma ilamı ile özetle “…Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, 211 ada 5 parsel üzerinde yapılan binanın uygulamadaki deyimiyle “kaçak bir yapı” olup olmadığının saptanmasıdır. Zira, 3194 sayılı İmar Kanununun 26. ve 27. maddelerindeki ayrık durumlar hariç inşaata başlamadan önce tüm yapılar için ruhsat alınması
    ./..
    2012/9531-12827 -3-
    ve yapının alınacak ruhsat ve eklerine uygun inşa edilmesi zorunludur. Şayet, inşaata ruhsat alınmadan başlanmış ve bitirilmiş ise veya ruhsat alınmakla beraber inşaat, ruhsat ve eklerine aykırı meydana getirilmişse bu inşaat kaçak inşaat niteliğinde olup, İmar Kanununun 32. maddesi hükmüne göre yıkımı gerekir. 3194 sayılı İmar Kanununa göre işlem yapılması gereken (yıkımı gereken) bir yerin ekonomik değeri olmayacağından, bu yer için yapılmış masrafların tahsili dava konusu yapılamaz. O yüzden mahkemece yetkili merci olan belediyeden inşaata ruhsata alınıp alınmadığı, ruhsat alınmış ise inşaatın bu ruhsata uygun meydana getirilip getirilmediği sorulup saptanmalı, gerek duyulursa bu konuda keşif yapılmalı ve bu keşifte inşaata ruhsat alınmamış veya ruhsata aykırı inşaat yapılmışsa tadilat projesi tanzimi suretiyle inşaatın yasaya uygun hale getirilip getirilemeyeceği içlerinden biri hukukçu olmak üzere bilirkişi kuruluna tespit ettirilmelidir. Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece yapılması gereken iş, yapının ruhsatı olup olmadığını araştırmak, ruhsatı yoksa tadilat projesi tanzimi suretiyle alınıp alınamayacağını ilgili belediyeyle yazışma yaparak bilirkişilere tespit ettirmek, yapının ruhsatı varsa ve yapı ruhsat ve eklerine uygun yapılmışsa davalı ve karşı davacı ...’nin isteyebileceği faydalı ve zorunlu gider kalemlerinin neler olduğunu ve değerlerini bilirkişiye hesaplatmak, davacı ve davalı arsa sahibinden yapıdaki lüks giderleri tazminat karşılığı kabul edip etmediğini sorup saptamak, kabul ederse bu giderlerle de arsa sahibini sorumlu tutmak, aksi takdirde bunlardan yapıya zarar vermeden sökülüp alınabilecekleri tespit ederek bunların bedeliyle davacı ve davalı arsa sahibini sorumlu tutmamak, böylece oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurmak olmalıdır.…” denilmiştir.
    Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında; birleştirilen 3. davada davacı ..., davalı/karşı davacı ...’den 13.600 TL (23.10.2007 ila 23.03.2009) ve 9.050 TL (25.01.2001 ila 26.04.2006) olmak üzere toplam 22.650 TL ecrimisil talebinde bulunmuştur. Yine birleştirilen 4. davada davacı ..., davalı/karşı davacı ...’den 5.785 TL (23.03.2009 ila 01.11.2009) ecrimisil isteminde bulunmuştur.
    Mahkemece; 2. bozma kararı sonrası, davacı ...’ın açtığı birleştirilen 3. davanın kısmen kabulü ile 5.950 TL ecrimisilin, birleştirilen 4. davanın da kısmen kabulü ile 2.800 TL ecrimisilin faizleri ile birlikte davalı ...’den tahsiline, karşı davanın da reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı/karşı davacı ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı/karşı davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

    2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 12/2. maddesinde aynen “…Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” denilmektedir. Tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret de 400 TL’dir.
    Somut olayda ise, birleştirilen 4. davada davacı ..., 5.785 TL ecrimisil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, talep edilen bu bedelden 2.800 TL yönünden davanın kabulüne, 2.985 TL yönünden de reddine karar verilmiştir.
    Hükmün ikinci bendinde kabul ve ret edilen bu miktarlar 3.333,33 TL’nin altında kalması nedeniyle her iki taraf yararına da 400 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı ... yararına 1.200 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII. maddesince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı/karşı davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hüküm fıkrasının ikinci bendinin (b) bendinin ikinci satırında yazılı “1.200 TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “400 TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı/davalı ...’dan alınarak, davalı/davacı ...’ye verilmesine, 06.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Hemen Ara