Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5817 Esas 2012/9369 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5817
Karar No: 2012/9369
Karar Tarihi: 14.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5817 Esas 2012/9369 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, Necip Fazıl Mahallesi'ndeki bir taşınmazın kullanım kadastrosuyla ilgilidir. Taşınmaz, orman sınırları dışına çıkarılmış ve Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia ederek şerh verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar vermiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamıştır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınarak tescil edilmesi gerektiği hatırlatılır ve keşif, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurularak tarafların iddiaları araştırılmalıdır. Mahkeme kararında bahsedilen kanun maddeleri ise; 5831 sayılı Yasa ve 3402 sayılı Yasa'ya eklenen ek 4. madde'dir.
16. Hukuk Dairesi         2012/5817 E.  ,  2012/9369 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında Necip Fazıl Mahallesi çalışma alanında bulunan 249 ada 22 parsel sayılı 257,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe olarak 15 yıldan beri ...oğlu ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, çekişmeli parselin kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmış, çekişmeli parselde kullanıcı olarak adının şerh verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespitte olduğu gibi Hazine adına tapuya tesciline, beyanlar hanesine "İş bu taşınmaz bahçe olarak 1992 yılından beri Yunus"tan olma ..."nın fiili kullanımındadır" şeklinde şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davalının, davayı kabul beyanına değer verilerek beyanlar hanesinde davacının fiili kullanımında olduğu belirtilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, çekişmeli taşınmazın 15 yıldan beri ..."ın kullanımında olduğu taşınmazın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı, çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun yanlış tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Her ne kadar davalı ... Barış davayı kabul etmişse de, taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğuna göre, ileri sürülen zilyetlik iddiasının Hazineye karşı da kanıtlanması gerekir. Ne var ki, mahkemece, taşınmaz üzerinde kimin zilyet olduğunun tespiti için keşif yapılmamış, çekişmeli taşınmaz üzerindeki kullanım durumu yöntemince araştırılmamış, gerçek kişi davalının kabul beyanı ile yetinilerek karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yerel bilirkişi ve yöntemince belirlenecek taraf tanıkları ile keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın fiilen ve ne kadar süreyle kim veya kimler tarafından kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de taşınmazın beyanlar hanesinde bulunan şerh iptal edilmeden yeni şerh verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Hemen Ara