16. Hukuk Dairesi 2012/5214 E. , 2012/9353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Necip Fazıl Mahallesi çalışma alanında bulunan 103 ada 11 parsel sayılı 665,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmaz bahçe üzerindeki bir katlı kargir evin 15 yıldan beri ... oğlu ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... vekili, çekişmeli parsel üzerinde bulunan evin bir kısmının orman arazisi içerisinde kaldığı iddiasıyla dava açmış, taşınmazın kaç metrekarelik kısmının orman sınırları içerisinde kaldığının tespitini istemiştir. Davacı ... ise çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmış, davalı ... adına yapılan zilyetlik şerhinin iptali ile çekişmeli parsel üzerinde adına zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın tespitte olduğu gibi 2/B vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline, çekişmeli parselin beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz boş arsa olarak 1989 yılından beri davacı ... oğlu 1950 doğumlu ..."ın fiili kullanımındadır" şeklinde şerh verilmesine, ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde gösterilen şerhe itiraz niteliğindedir. 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Mahkemece; davalı ..."ın taşınmaz üzerine bina yapması nedeniyle taşınmazı kullandığı düşünülse bile İlçe Belediye Başkanlığının 24.09.2009 tarih ve 2009/1946 karar nolu encümen kararınca yasaya aykırı yapının yıkılmasına karar verildiğinden bina yok sayılarak fiili kullanıcının davacı ... olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı dava dilekçesinde, davalı ..."ın işgalci olduğunu bildirmiş olduğu gibi kadastro tespit tutanak içeriğine göre, tespit bilirkişilerinin de çekişmeli taşınmazın davacı ve davalının kullanımında olduğunu bildirdikler anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konus taşınmazın kim tarafından ne zamandır ve ne şekilde kullanıldığı hususunda sadece mahalle muhtarı dinlenilmiş, taşınmaz üzerindeki binanın davalı ... tarafından yapıldığı bu kişi tarafından da ifade edilmiştir. Mahkemece dinlenen muhtarın beyanı zilyetlik hususunu kesin olarak saptamaya elverişli bulunmadığı gibi, kadastro tutanağında yer alan ve dinlenmeyen diğer tespit bilirkişilerinin beyanlarına aykırı sonuca ulaşıldığı halde 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30/1. maddesi uyarınca çelişkinin giderilmesi için tespit bilirkişilerinin tümünün tanık sıfatıyla taşınmazın başında dinlenilmesi gerektiği üzerinde durulmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için, usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte kadastro tutanaklarında adları yazılı tespit bilirkişilerinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanık ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu hususların göz ardı edilmesi, isabetsiz olduğu gibi, kabule göre, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptaline karar verilmeksizin davacı lehine şerh verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
N/A