Esas No: 2012/9812
Karar No: 2012/11913
Karar Tarihi: 16.10.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9812 Esas 2012/11913 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... ... karşı açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı ..."e karşı açılan davanın kabulüne dair verilen 08.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro yoluna davalıların elatmalarının önlenmesi ve eski hale iadesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davalı ...’ye karşı açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı ..."e karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... temyiz etmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi gereğince; müdahalenin men’i, tescil, tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınarak harç alınır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen HUMK"nın 1.maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Gerek harç gerekse görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır.
6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş, 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki mamelek hukukundan kaynaklanan değer ve miktara ilişkin hükümler 4. maddede yer almamıştır. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesi uyarınca, 382. maddede belirtilen çekişmesiz yargı işlerinde görevli
mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. Ne var ki, 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesi hükmüne göre bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümler uygulanmaz. Eldeki dava da 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açıldığından mahkemenin görevli olup olmadığı 1086 sayılı HUMK’ya göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan evin değeri 40.000,00 TL, yıkım bedeli ve molozların taşınması 4.000,00 TL, samanlık binasının bedeli 35.000,00 TL, yıkım bedeli ve molozların taşınması 4.500,00 TL, tarımsal ürünlerin yıllık değeri 867,65 TL toplamda 84.367,65 TL olarak belirlenmiştir. HUMK’nun 1.maddesi gereğince davanın açıldığı tarihe göre, dava değeri HUMK’nun 8/1 maddesinde belirtilen sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşmaktadır. Bu durumda, mahkemece el atılan yol üzerinde bulunan tecavüzlü olduğu tespit edilen ağaç ve evin değerinin tespiti ile HUMK’nun 8/1 maddesi uyarınca görev hususunun düşünülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 16.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.