Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8691 Esas 2012/11908 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8691
Karar No: 2012/11908
Karar Tarihi: 16.10.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8691 Esas 2012/11908 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/8691 E.  ,  2012/11908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2008 gününde verilen dilekçe ile birleştirilen davada da yine aynı davacı tarafından 06.06.2008 günlü verilen dilekçe ile davalılar ... ve ... aleyhine tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.10.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl davada, davacı ... inançlı temlik ilişkisine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... ..., çekişme konusu bağımsız bölümü tapuda davacıdan satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen davada ise, yine davacı ... dava konusu 5742 ada 12 parsel numaralı taşınmazda D blok, 6. kat 18 no"lu bağımsız bölüm ile ilgili davalılar arasındaki 07.05.2008 tarihinde tapuda gerçekleştirilen satış işleminin muvazaalı olduğunu, taşınmazı satın alan diğer davalı ..."ın iyiniyetli olmadığını belirterek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... ise, iyiniyetli kayıt maliki olduğunu, taraflar arasındaki ilişkileri bilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 26.01.2010 tarihli bozma ilamında özetle “...Somut olayda; “Tutanak”tır başlıklı tarihsiz belgenin fotokopisine delil olarak dayanılmıştır. Bu belgede ...Bankasından çekilen ev kredisi tarafımdan kullanılmıştır. Bir hakkım yoktur” yazılıdır. Belgenin altı davacı ile davalılardan ... ... ve tanık sıfatıyla ... isimli kişi tarafından imzalanmıştır. Duruşmada dinlenen tanık belgeyi ve içeriğini doğrulamıştır. Davalı ... ... vekili, bu belgedeki imzaya ve belgenin içeriğine bir itiraz yöneltmemiş, sadece dayanılan belgenin fotokopi olduğunu, yazılı delil olarak dayanılamayacağını savunmuştur. Bu beyana göre, tarafların imzasını taşıyan ve içeriğine itiraz edilmeyen belge usul hukuku açısından yazılı senet olarak kabul edilmelidir. Kısaca, davada dayanılan iddia yazılı delille kanıtlanmıştır. Ne var ki, dosya içeriğinden dava tarihinden sonra 07.05.2008 tarihli çekişme konusu bağımsız bölümün davalı ... ... tarafından diğer davalıya tapuda satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı ... tapuda iyiniyetli kayıt maliki olduğunu savunduğundan durumu TMK"nun 1023 ve 1024. maddeleri kapsamında değerlendirilmelidir. Bütün bu açıklamalara göre mahkemece yapılması gereken iş; inanç ilişkisi yazılı delille kanıtlandığından davalılardan ...’ın iyiniyetli malik olup olmadığı konusunda taraf delillerini toplamak, istemi bunun sonucuna uygun hüküm altına almak olmalıdır. Yapılan bu saptamalar bir yana bırakılarak dava yazılı olduğu şekilde reddedildiğinden karar bozulmalıdır...” denilmiştir.
    Mahkemece, bozma sonrası davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyada yer alan dava konusu D blok, 6. kat, 18 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydından, davalı ..."ın taşınmazı 07.05.2008 tarihinde satın aldığı, taşınmazın tapu kaydı üzerine “ihtilaflıdır” şerhinin, satış tarihinden sonra 21.05.2008 tarihinde konulduğu görülmektedir. Başka bir deyişle, davalı ..."ın taşınmazı satın aldığı tarihte tapu kaydında herhangi bir ihtiyati tedbir şerhi bulunmamaktadır.
    Mahkemece, davacı tarafından davalılardan ... ... aleyhine 25.04.2008 tarihinde açılan davadan sonra taşınmazın tapu kütüğüne konulan “davalıdır” şerhi mevcut iken, davalı ..."ın 07.05.2008 tarihinde
    bu şerhi görerek taşınmazı satın aldığı şeklindeki gerekçesi de davanın kabulüne dair hükme gerekçe yapılmış ise de; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar arasındaki 07.05.2008 tarihli satış işleminin muvazaalı olduğu anlaşılmakla verilen hüküm sonucu, esas bakımından usul ve yasaya uygun olduğundan, HUMK"nun 438/son maddesi gereğince hükmün bu gerekçesinin yazılı olduğu şekilde değiştirilerek, düzeltilmesine ve davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava değeri, dava dilekçesinde 30.000 TL olarak gösterilmiş, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihi itibariyle 70.000 TL olduğu anlaşılmıştır. 06.05.2009 tarihinde bu değer üzerinden davacı tarafa harç tamamlatılmıştır. Harcı ikmal edilen bu değer üzerinden hesaplanacak 7.650 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı yararına bu miktarın üzerinde 12.850 TL vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/VII maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    Kabule göre de; hüküm fıkrasında, dava konusu taşınmazın ... ilçesinde kayıtlı olduğu belirtilerek hüküm tesis edilmiş ise de, taşınmazın tapu kaydına göre ... ilçesinde tapuda kayıtlı olduğu görülmektedir. Bu hususun mahallinde düzeltilebilmesi mümkün görülmekle sadece yapılan yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkeme hüküm gerekçesinin değiştirilerek düzeltilmesine ve davalıların diğer tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 6. paragrafında, “hesap edilen” kelimelerinden sonra gelen “12.850 TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “7.650 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün HUMK"nun 438/son ve 438/VII maddelerince gerekçesi değiştirilerek DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."a verilmesine, 16.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara