Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4992 Esas 2012/9317 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4992
Karar No: 2012/9317
Karar Tarihi: 13.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4992 Esas 2012/9317 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kadastro tespiti sonucunda 5 taşınmazdan 1 tanesi davacı ... adına tapuya tescil edilirken, diğerleri tapuya tescil edilmemiştir. İncelemeler sonucunda, 2 taşınmazda davacıların temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır. Ancak, diğer 2 taşınmaza ilişkin hükümlerin düzeltilmesine ve yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi gereği kadastro hakiminin taşınmazların hukuki durumunu belirleyerek tapu sicilini oluşturması gerektiği belirtilmiştir. Gerektiğinde yerel bilirkişi, tespit bilirkişi ve uzman ziraatçı gibi kişilerin de incelemesi alınarak hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi, kadastro sürecindeki hukuki ve teknik işlemleri açıklayarak, tapu sicili oluşturma amacını vurgulamıştır.
16. Hukuk Dairesi         2012/4992 E.  ,  2012/9317 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Hisar Köyü çalışma alanında bulunan 146 ada 7 parsel, 141 ada 69 parsel, 148 ada 13 parsel, 166 ada 1 parsel, 143 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 3.489,92, 1.729,54, 4.977,83, 27.884,55 ve 6956,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle...ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., satın alma, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, çekişmeli 146 ada 7 parsel sayılı taşınmazda ... adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline; çekişmeli diğer taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların, 148 ada 13 parsel ile 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik ve yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle 148 ada 13 ve 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA,
    2- Davacıların, 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece, çekişmeli taşınmaz gerçekte 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu halde, kararın hüküm fıkrasında "148 ada 2 parsel" olarak yazılması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının üçüncü bendinde geçen "148 ada 2 parsel" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "143 ada 2 parsel" sözcüklerinin yazılmasına ve 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
    3- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların, 146 ada 7 parsel sayılı taşınmaza ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1. maddesi uyarınca, kadastro hakimi taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini oluşturmak; doğru, uygulanabilir, açık ve infazda tereddüt doğurmayacak nitelikte hüküm kurmakla yükümlüdür. Çekişmeli taşınmazın, paylı mülkiyete konu olması halinde, her pay yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması halinde, infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı, amaçlanan tapu sicilinin tesis edilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca mahkemece, tüm paylar yönünden hüküm kurulmamış olması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının ikinci bendinde geçen “... adına tespit gören kısmının iptali ile davacı ... oğlu ... adına tespit ve tesciline” sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "... adına tespit gören 2/6 payın iptali ile taşınmazın tamamı 6 pay itibar edilerek, 4/6 payının davacı ... oğlu ..., 1/6 payının ... kızı ... ve 1/6 payının ise ... kızı Sakine Demirci adına tapuya tesciline” sözcüklerinin yazılmasına ve 146 ada 7 parsel parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,
    4- Davacıların, 141 ada 69 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece davacı tarafın, çekişmeli taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taraflar, herhangi bir mülkiyet belgesine dayanmadığından uyuşmazlığın, zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları soyut içerikli ve yetersiz olduğu gibi beyanlar arasındaki çelişki de giderilmemiş; tespit bilirkişileri ile diğer taraf tanıkları dinlenmemiştir. Bu nedenlerle, çekişme konusu taşınmazın, kim tarafından ne şekilde, ne zamandan beri kullanıldığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece dinlenen yerel bilirkişi ve davalı tanığının beyanları, soyut ve bu hususları aydınlatmaya yeterli olmadığı gibi taraf tanıklarının keşif mahallinde hazır olmaları için yöntemince davet edilmemiş olması ve tespit bilirkişileri dinlenilmeden karar verilmesi de isabetsizdir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilemez. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; taraflardan uyuşmazlığın aydınlatılması için dayandıkları tüm delilleri yeniden sorulup saptanmalı ve dayanacakları yeni kayıt ve belgeleri getirtilerek dosya içine konulmalıdır. Bundan sonra; davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri ile uzman ziraatçı ve fen bilirkişileri hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin ne zaman ve nasıl başladığı, kimler tarafından ne kadar süreyle ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ve nasıl geçtiği, zilyetliğin terk edilip edilmediği, terk edilmişse ne zaman ve neden terk edildiği, zilyetliğin terkinin iradi olup olmadığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının sözleri arasında bu hususlarda doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak, yöntemince giderilmeye çalışılmalı, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, varsa yeni kayıt, belge ve diğer delillerden de yararlanılmalıdır. Ziraatçı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kullanım durumu ile üzerinde varsa ağaçların yaşı ve cinsini gösterir ayrıntılı rapor düzenlemesi istenmeli, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve taraf tanıklarınca gösterilen yerler fen bilirkişisinin raporunda işaret ettirilmeli, rapor ve beyanlar arasında çelişki olduğunda giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacılar ... ve ..."in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara