Esas No: 2012/4882
Karar No: 2012/9316
Karar Tarihi: 13.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4882 Esas 2012/9316 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kadastro sonucu Büyükyoncalı Köyü çalışma alanında bulunan 2768 ve 2775 parsel sayılı 5.125,00 ve 20.750,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tarafların dayandığı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı, ancak davalı yanın tapu kaydının Hazinenin temlikiyle oluştuğu kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu 2768 ve 2775 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları, çekişmeli taşınmazlara komşu parsel tutanaklarının kesinleşme durumlarını belirtir onaylı örnekleri ile tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının edinmelerini gösterir şekilde tesislerine ilişkin kayıt ve belgeleriyle varsa haritaları getirilmediği gibi, tutunulan tapu kayıtlarının revizyon görüp görmediği sorulmamış ve uygulama sırasında bu kayıt ve belgelerden yararlanılması gereği düşünülmemiştir. O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle, çekişmeli taşınmazların kadastro sonrası oluşmuş tapu kayıtları, komşu parsel tutanakları, tarafların tutunduğu tapu kayıtları ile ilk tesislerine ilişkin kayıt ve belgeleri, varsa haritaları getirtilmeli, tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri sorulmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından tarafların tutunduğu tapu kaydı ile komşu parsellerin sınırları hakkında tek tek bilgi alınmalı, gösterilen sınırların fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmesi istenmeli, bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazlar üzerinde davalı tarafın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa ilk olarak hangi tarihte başladığı, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin kimden kime ve ne surette geçtiği, taşınmazların ne kadar süredir ve ne şekilde kullanıldığı gibi hususlarda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, varsa tapu kayıtlarının haritaları uygulanmalı ve tarafların tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı kesin olarak saptanmalı, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının Hazinenin temlikiyle oluştuğu ve taşınmazları kapsadığı anlaşılması halinde ise bu tapuya itibar edilmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye olanak sağlar nitelikte rapor ve harita düzenlettirilmelidir. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan şekilde inceleme, araştırma ve uygulama yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.