Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4118 Esas 2012/9311 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4118
Karar No: 2012/9311
Karar Tarihi: 13.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4118 Esas 2012/9311 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taşınmaz üzerindeki dere yatağının tam olarak belirlenemediği ve taşınmazın aktif dere yatağı kapsamında olup olmadığının tespit edilemediği gerekçesiyle yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verilmiştir. Ancak yapılan jeolog ve fen bilirkişi raporları ve yerel bilirkişi beyanlarına göre taşınmazın bir bölümü aktif dere yatağı kapsamında kalmaktadır ve bu bölümün tespiti dışında kalan arazi davalı tarafından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu maddeye göre, aktif dere yatağı kapsamında kalan yerler özel mülkiyete konu olmayacaktır. Ayrıca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilen araziler tespit dışı bırakılamayacaktır.
16. Hukuk Dairesi         2012/4118 E.  ,  2012/9311 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO



    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; “Çekişmeli 323 ada 14 parsel sayılı 93,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın sınırında bulunan dere yatağının tam olarak belirlenmediği ve taşınmazın aktif dere yatağı kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilmemiş olduğu belirtilerek; yöntemine uygun araştırma yapılmak suretiyle taşınmazın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi, aktif dere yatağında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olmayacağının göz önünde bulundurulması, bunun dışında arızi olarak taşkına maruz kalan yerlerin ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olup olmadığının, 3402 sayılı Yasa’nın 18. maddesinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın aktif dere yatağı ve derenin etkisinde kaldığı belirtilerek 3402 sayılı Kanun"un 16/C maddesi gereğince tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın derenin etkisi altında ve taşkın alanı kapsamında kaldığı, bu nedenle devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle kazanılmasının mümkün bulunmadığı belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16/C maddesi gereğince tespit dışı bırakılmasına karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosya içinde bulunan jeolog bilirkişi kurulunun düzenlediği 26.03.2012 tarihli rapora istinaden, fen bilirkişisi ..."in 27.03.2012 tarihli rapor ve krokisinde taşınmazın (A) harfiyle gösterilen Kıyı Çizgisi ile Kıyı Kenar Çizgisi arasında bulunan bölümünün, çayın aktif etkisi altında kalan yer olduğu; (B) harfiyle gösterdiği bölümünün ise Kıyı Kenar Çizgisi dışında kaldığı ve arızi olarak taşkına maruz kaldığı tespit edilmiştir. Yine, yerel bilirkişi beyanları ile dosya kapsamından, çekişmeli taşınmazın (B) harfiyle gösterilen bölümü yönünden, davalı ... yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleştiği görülmektedir. Hal böyle olunca, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 27.03.2012 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterilen 56,44 metrekare yüzölçümündeki bölümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16/C maddesi gereğince tespit dışı bırakılmasına; (B) harfiyle gösterilen 36,87 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise tespit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ..."ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,13.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.








    Hemen Ara