Esas No: 2021/5676
Karar No: 2022/9612
Karar Tarihi: 06.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5676 Esas 2022/9612 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/5676 E. , 2022/9612 K.Özet:
Davalıya ödenecek tazminat talebinin reddedilmesi kararına yapılan istinaf sonucunda, davacıya maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Tazminat talebinin dayanağı olan mahkumiyet kararı, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Ancak, açıklanan kararda davacının cezaevinde geçirdiği süre ve verilen cezanın açıklanması geri bırakılması kararının araştırılmadığı ve eksik değerlendirildiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TCK'nın 37/1, 86/1, 86/3-e, 87/1-c.d, 87/1-son, 62/1, 53/1, 86/2, 62/1, 52/2, CMK'nın 141/1-(a,f), 142, 144/1-c ve 231/5. maddeleri kararda yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ceza Dairesi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 26.06.2018 tarihli, 2017/455 Esas, 2018/1499 Karar sayılı "ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile 29.101,40 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan . Asliye Ceza Mahkemesnin 2009/347 esas 2011/64 karar sayılı kararı ile davacı hakkında TCK’nın 37/1, 86/1, 86/3-e, 87/1-c.d, 87/1-son, 62/1, 53/1 maddeleri gereğince 2 kez, 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmekle Yargıtay 3.Ceza Dairesinin 15/05/2013 tarih 2012/17797 esas 2013/19980 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşerek 23.06.2013 tarihinde infazına başlandığı,bu sırada davacının Yargıtay C.Başsavcılığına hitaben tahliye talebini de içerir gönderdiği dilekçeye istinaden Yargıtay C.Başsavcılığının itirazı üzerine itirazın kabulü ile Yargıtay 3.Ceza Dairesinin 15/05/2013 tarih 2012/17797 esas 2013/19980 karar sayılı onama kararının davacı yönünden kaldırılmasıyla yeniden yapılan yargılama sonucunda . 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2015 tarih 2014/284 esas 2015/177 karar sayılı kararı ile davacının kasten yaralama suçundan TCK 86/2, 62/1, 52/2 maddeleri gereğince 2 kez 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 26/03/2015 tarihinde kesinleştiği,davacının söz konusu süreçte kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün infazsı sırasında 23/06/2013-26/05/2014 tarihleri arasında 338 gün cezaevinde kaldığı, infaza başlanma tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla;Davacının 500.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece davacı hakkında CMK'nın 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın bu aşamada davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, hükmünde belirtilen 5 yıllık deneme süresi sonunda davanın düşmesine karar verilmesi halinde fazladan tutuklu kalınan süreler için süresinde dava açılması halinde tazminat talep edebileceği anlaşılmakla CMK'nın 141. ve 142. maddeleri uyarınca koşulları oluşmadığından davanın reddine hükmedilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşmalı yapılan istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak açıklanması geri bırakılan cezanın toplam 4.000 TL adli para cezası olduğu ve henüz infaz edilmediği dikkate alındığında, hükmün açıklanması halinde cezaevinde hükümlü kaldığı 338 günlük sürenin infaz edeceği gün adli para cezasından fazla olduğu; kaldı ki, TCK’nın 86/2. maddesinde tanımlanan suçun suç tarihi itibariyle hapis cezasının üst sınırı bakımından tutuklama yasağına tabi olduğu (CMK’nın 100. maddesinin 4. fıkrası), keza denetim süresi sonunda düşme kararı verilmesi halinde ise CMK’nın 144/1-c maddesi uyarınca tazminat talep edemeyeceği anlaşıldığından 22.06.2013 – 26.05.2014 tarihleri arasında toplam 338 gün cezaevinde hükümlü kalan davacı yararına CMK’nın 141/1-(a, f) maddesi uyarınca maddi tazminat ile bu süre içinde duyduğu acı ve üzüntüyü karşılayacak hak ve nesafete uygun makul bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile 29.101,40 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair nedenlere yönelik temyiz sebeplerinin reddine, ancak;Davacı hakkında mahkemece belirlenen 5 yıllık denetim süresinin inceleme sırasında dolduğu da gözetildiğinde, mahkeme kararında belirtilen 5 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesine ya da beraatine karar verilmesi ya da denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlendiğinde mahkumiyet hükmünün açıklanması halinde tazminat şartlarının ve miktarının değerlendirilmesinin mümkün olacağı, bu kapsamda davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının akıbetinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile cezaevinde geçirilen sürenin tamamı için tazminata hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz sebepleri bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 26.06.2018 tarihli, 2017/455 Esas, 2018/1499 Karar sayılı "davanın kısmen kabulüne" dair hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 06/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.