Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4857 Esas 2012/9287 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4857
Karar No: 2012/9287
Karar Tarihi: 13.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4857 Esas 2012/9287 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, bir sermaye şirketinde idare ve temsil ile görevlendirilmiş kişilerden olup, şirket iflasını istemediği gerekçesiyle İİK'nın 345/a maddesi uyarınca on gün hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Temyiz edilen hüküm Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından bozulmuş, yapılan incelemede ise borca batık durumda olan şirketin takip tarihinden öncesinde de iflas halinde olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, müştekinin şikayet hakkının düşmesi yerine sanığın hapis cezasıyla cezalandırılması isabetsiz bulunmuştur. Sanığın daha önce mahkumiyeti bulunmamaktadır. Kanun maddeleri ise İİK'nın 345/a ve 347, TCK'nın 50/3. fıkra ve birinci fıkrasıdır.
16. Hukuk Dairesi         2012/4857 E.  ,  2012/9287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 2. İCRA MAHKEMESİ

    Sermaye şirketlerinde idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimselerin şirketin iflasını istememeleri suçundan sanık ..."nin İİK"nun 345/a maddesi gereğince on gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
    13.04.2011 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, takip tarihinin öncesinden itibaren borçlu şirketin borca batık durumda olduğu belirlenmiş olup, şikayetin İİK’nun 347.maddesinde öngörülen her halde bir yıllık süre geçtikten sonra 19.07.2007 tarihinde yapılması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi yerine, sanığın on gün hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de, adli sicil kaydına göre daha önce mahkum edildiği engel bir hapis cezasının bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında, tayin edilen cezanın miktarı itibariyle TCK"nun 50/3. fıkrası aracılığıyla birinci fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 13.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara