Esas No: 2012/5506
Karar No: 2012/9267
Karar Tarihi: 12.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5506 Esas 2012/9267 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davalılardan ...’ın dava tarihinden önce vefat etmeleri nedeniyle bu kişiler yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi, tescil ilamı ile oluşan davacının dayanağı tapu kaydının tesisinden itibaren getirtilmesi, ilam ve krokisinin zemine uygulanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda dava tarihinden önce öldükleri anlaşılan ... hakkında açılan davanın reddine, ...’ın davalı ...’ın yasal mirasçısı olmaması nedeniyle bu kişi hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine,110 ada 16 parsel hakkında açılan davanın esastan reddine, 110 ada 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulüne, davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... (...l) adına olan tapu kaydının iptaline, taşınmazların tamamı 180 pay kabul edilerek 52"şer payının davacı ... adına, 52"şer payının ise... mirasçıları adına veraset ilamındaki hisseleri oranında tesciline, Çatören sınırları içinde kalan kadastro çalışmalarında dere yatağı olarak tescil harici bırakılan 25.10.2004 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide kırmızı renk ile boyalı olarak gösterilen 21000 metrekare yüzölçümündeki bölümün 2 pay kabul edilerek 1 payının davacı ... adına, 1 payının ise Mustafa Yılmaz mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, tescil harici bırakılan taşınmaz yönünden davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dere yatağı olarak tescil harici bırakılan 21000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacının tutunduğu tapu kaydının kapsamında kaldığı ve davacılar yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm tesis edilmiş ise de; yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacının delil olarak dayandığı tapu kaydı tescil ilamı ile oluşmuştur. Tescil ilamı, ancak taraflarını bağlar. Davacının akti halefleri taraf olup, Hazine ile Köy Tüzel Kişiliği taraf olmadığına göre ilam, davacıyı bağlayıcı nitelikte ise de Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğini bağlamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda, tapu kaydının kapsamında kalan taşınmaz yönünden de uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Ne var ki, yöntemine uygun şekilde tapu kaydı uygulaması da yapılmadığı gibi kayıt kapsamında kalan taşınmaz bölümleri üzerinde kaydın oluştuğu güne dek önceki malikler yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadığı gibi, kayıt miktar fazlası bölüm bulunması halinde bu bölüm üzerinde davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılmamıştır. Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için dayanak tapu kaydı ile bazı komşu parsellerin sınırında dere olarak okunan yerin çekişmeli taşınmaz bölümü olup olmadığı üzerinde durulmalı, çevrede başka dere bulunup bulunmadığı araştırılmalı, çekişmeli taşınmaz ile çevreyi iyi bilen yaşlı yansız mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, uzman fen bilirkişisi, jeolog bilirkişisi ve 3 kişilik uzman ziraat bilirkişisi heyeti ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, dayanak tapu kaydının sınırları tek tek okunarak tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanları alınmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık bildirme imkanı sağlanmalı, tanık ve mahalli bilirkişi beyanları komşu parsel tutanakları ve varsa dayanakları ile denetlenmeli, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, ekonomik amaca uygun bir zilyetliğin bulunup bulunmadığı hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde kesin olarak tespit edilmeli, fen bilirkişisinden keşfi ve uygulamayı gösterir gerekçeli ve krokili, jeolog bilirkişisinden taşınmazın dere yatağı içinde kalıp kalmadığı, özel mülke konu olup olmayacağı konularında ayrıntılı rapor, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan da taşınmazın eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü, vb. konularda ayrıntılı rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz çeşitli yönlerden denetime imkan verecek şekilde fotoğraflanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre; dava 1/2 paya yönelik olup, diğer yarı pay sahibi Mustafa Yılmaz ya da mirasçıları tarafından yöntemine uygun şekilde açılmış bir dava bulunmaması nedeniyle davacının payıyla sınırlı olarak karar verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazine’nin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.