Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4481 Esas 2022/9660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/4481
Karar No: 2022/9660
Karar Tarihi: 07.12.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4481 Esas 2022/9660 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen taksirle öldürme suçundan hüküm giyen sanıklardan biri temyiz aşamasında ölmüştür ve bu sebeple açılan kamu davası 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşer. Diğer sanıklar hakkında ise kusur durumlarının netleşmesi için üç kişilik bir bilirkişi heyetine dosyanın tevdi edilerek yeniden yargılama yapılması, sanıklara atfedilebilecek kusurun tespit edilmesi ve suç duyurusu halinde adı geçen kişilerin dosyaya eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, TCK'nın 85/1. maddesi gereğince belirlenen cezanın TCK'nın 62. maddesi uyarınca hesaplanmasına dair bir hata yapıldığı, taksirli suçların ceza belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan \"failin güttüğü amaç ve saiki\" gerekçesinin gözetilmemesi ve adli para cezasının belirlenmesinde tam gün sayısının gösterilmemesi sebepleriyle hüküm BOZULMUŞTUR. Kanun maddeleri olarak da 5237 sayılı TCK'nın 64/1, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321, 326/son maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 231/12 ve 264. maddeleri belirtilmiştir.
12. Ceza Dairesi         2021/4481 E.  ,  2022/9660 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme


    Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ... ve ...’nun mahkumiyetine, sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
    UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık ...’ün 26.02.2022 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA;
    2-Sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı, sanık müdafii tarafından yapılan başvurunun, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 09.09.2016 tarih ve 2016/1378 değişik ... sayılı kararı ile kesin olarak sonuçlandırıldığı anlaşılmakla, sanık müdafinin, adı geçen sanık hakkındaki karara yönelik temyiz istemi bakımından dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    3-Sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

    Sanıklar müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezaların adli para cezasından ibaret olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    Dosya içeriğine göre, ... Çelik A.Ş Çelikhane şubesinde makina bakım bölümünde bakım işçisi olarak çalışan ...'ın, bakım mühendisi (makine mühendisi) ...’ün talimat tahtasında ilan ettiği görev dağılımı üzerine, olay günü, izabe bakım atölyesinde bulunan ve hurda demirleri eritmede kullanılan ark ocağı eritme gövdesinin tamirat ve bakım çalışması sırasında, yeni kestiği sıcak haldeki demir levhayı metal sehpanın üzerine koyması sonucu sıcak demir levhanın sehpa üzerindeki spiral makinasının kablosunu ısıtarak eritmesi ve kablo içindeki elektrik akımının metal sehpaya ve oradan iletken metal sehpa üzerinde çalışan ...’a teması sonucu, vücudundan elektrik akımı geçişine bağlı solunum ve dolaşım durması sonucu öldüğü, sanık ...’in makina bakım müdürü, sanık ...’nun çelikhanenin elektrik ve arızasından sorumlu mühendisi, sanık ...’ın sertifikasız ... güvenlik şefi olduğu olayda,
    Mahkemece hükme esas alınan 13.01.2014 ve 15.08.2014 tarihli bilirkişi heyet raporlarında; sanık ...’in; işveren vekili konumunda olduğu, ''ben sadece mühendisleri denetlerim'' sözünün ... güvenliği kuralları açısından doğru bulunmadığı, işveren/işveren vekillerinin risk analizi, ... güvenliği ile ilgili tüm tedbirlerin alınması, aldırılması, kontrol ve denetim görevi bulunduğu, işveren vekili konumundaki sanığın ... sağlığı ve güvenliği kurulu teşekkül ettirilmediği, 50 işçiden fazla işçisi olduğu halde ... güvenliği uzmanı istihdam etmeyerek, ehil olmayan bir kişiye ... güvenliği şefi unvanını vererek çalıştırması nedeniyle asli kusurlu olduğu, sanık ...’nun çelikhanede elektrik tesisatında, yedek ark ocağı içindeki metal sehpada ve açıkta bulunan kablolarda kaçak akım oluşabileceğini düşünerek tedbir alması, metal sehpa yerine izoleli çalışma sehpası ile çalışan işçileri kaçak elektrik akımlarından koruyacak izoleli paspas, kauçuk ayakkabı ve eldiven vb. kişisel koruyucu donanımı temin etmesi ve ark ocağı ile arkocağının içindeki metal çalışma sehpasının topraklamasını yapması/yaptırması gerekirken, bahsedilen tedbirleri almaması nedeniyle asli kusurlu olduğu, belirtilmiş ise de,
    Dosya kapsamında sanıkların görev ve sorumlulukları ile ilgili bir araştırma yapılmadığı, makina bakım müdürü olduğunu beyan eden sanık ...’nın, işveren vekili olduğu kabul edilerek ... güvenliği kurulu kurmaması ve ehil olmayan kişiye ... güvenliği şefi unvanının vererek çalıştırması nedeniyle kusurlu olduğunun kabulu ile hüküm kurulduğu, ancak dosya içerisindeki SGK inceleme raporunda ... Çelik A.Ş Çelikhane şubesi işveren vekili sıfatıyla ... Küçükgök imzasının bulunduğu, mahkemece, olay tarihinden önce ... sağlığı ve güvenliği kurulu olup olmadığı sorulan işyerinin, cevap olarak ... sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulmasına yönelik çeşitli yazışmaları 13.03.2015 tarihinde mahkemeye gönderdiği, görülmekle, kazanın gerçekleştiği metal sehpada kaçak akım oluşabileceğini düşünerek tedbir alması, metal sehpa yerine izoleli çalışma sehpası ile çalışan işçileri kaçak elektrik akımlarından koruyacak izoleli paspas, kauçuk ayakkabı ve eldiven vb. kişisel koruyucu donanımı temin etmesi ve ark ocağı ile ark ocağının içindeki metal çalışma sehpasının topraklamasını yapması/yaptırması gerekirken, bahsedilen tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu kabul edilen sanık ...’in “ben panoların bakımında ve gerekli olan elektrik enerjisinin sağlanmasında sorumluyum. Bunun dışında ... yerinde elektrikli aletlerin bakımı ve ... emniyeti ile ilgili bir sorumluluğum bulunmamaktadır” şeklindeki beyanları değerlendirildiğinde, cezaların şahsiliği prensibi gereği atfedilecek kusurun kime veya kimlere ait olduğunun tespiti bakımından; ... yeri organizasyon şemasının temin edilmesi, sanıkların görev ve sorumlulukların kapsamının belirlenmesi, kazanın oluş nedenleri ile ilgili tedbir ve önlem alma sorumluluğunun kim ya da kimlerde olduğunun tespit edilmesinden sonra kusur durumunun mahkemece belirlenmesi için dosyanın üç kişilik elektrik ve makina mühendisi ... güvenliği uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilerek bu hususta görüş istenmesi, sanıklardan başka şahıs veya şahıslara kusur atfedilmesi halinde suç duyurusunda bulunulması, suç duyurusu neticesinde iddianame tanzim edilmesi halinde incelemeye konu dava dosyası ile birleştirilerek yargılama yapılması, anılan kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda ise dosyanın denetime olanak verecek şekilde işbu dosya arasına alınarak sanığın hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabule göre ise ;
    a-Sanıklar hakkında TCK’nın 85/1. maddesi gereğince 2 yıl 6 ay olarak belirlenen ceza üzerinden TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasıyla sonuç cezanın 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 13 ay olarak eksik hesaplanması,
    b-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12-399 Esas-2020/154 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;
    c-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi;
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 07.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara