Esas No: 2021/1585
Karar No: 2022/9749
Karar Tarihi: 08.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1585 Esas 2022/9749 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/1585 E. , 2022/9749 K.Özet:
Sanıkların taksirle öldürme suçu kapsamında mahkumiyetine karar verilmiş. Temyiz üzerine yapılan incelemeler sonucunda, sanıkların suçlarından dolayı sorumlu oldukları kabul edilmiştir. Ancak, sanıkların ceza miktarında TCK'nın 62. maddesi gereğince indirim yapılmıştır. Ayrıca, ölenlerin mirasçıları dahil hiçbir şikayetçinin olmadığı, sanıkların sabıkalarının ve dosyaya yansıyan olumsuz tutumlarının bulunmadığı da dikkate alınarak, paraya çevirme talebinde bulunan sanıklar hakkında TCK'nın 50/1-a maddesi uyarınca paraya çevirme hükümlerinin uygulanmasına gerek olmadığı kararı verilmiştir. Kanuna aykırı olan bu hükümler bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 50. maddesi
- TCK'nın 62. maddesi
- TCK'nın 50/4. maddesi
- TCK'nın 50/1-a maddesi
- 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
23.10.2011 tarihinde 13:41 sıralarında, merkez üssü... köyü civarı olan değeri değişik kuruluşlara göre 7,1 ile 7,3 arasında değişen, odak derinliği 19,02 km olan depremin meydana gelmesi üzerine, Cumhuriyet Mahallesi 37 pafta, 217 ada ve 22 parselde bulunan Kurbanlar Apartmanının yıkılması ve çökmesi sonucu sekiz kişinin göçüğe (depreme) bağlı olarak öldüğü, sanıklar hakkında şikayeti bulunmayan ...'ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte, ...'ın ise vücudunda kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandıkları olayda;
Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan Nisan 2012 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; Kurbanlar Apartmanının yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 03.11.2011 ve 13.12.2011 tarihli ön inceleme raporlarında binanın 18-20 yıl önce yapıldığı, binanın betonarme taşıyıcı sistemine sahip olduğu ve toplam 5 normal kattan oluştuğu, dosya kapsamında binaya ait herhangi bir mimari ve statik proje ile hesaplarının bulunmadığının tespit edildiği, 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin "Genel Kurallar" bölümünde deprem bölgelerinde kullanılacak binalarda dikkate alınması gereken minimum beton sınıflan hakkında bilgiler verildiği, karot numuneleri üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyleri sonucunda elde edilen ortalama basınç dayanımının, 10.71N/mm2 olarak tespit edildiği, bu değerin 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelikte belirtilen asgari B160 beton sınıfına ait dayanım değerinden düşük olduğunun belirlendiği, sonuç olarak dosya kapsamında yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde,1.derece deprem bölgesinde bulunan söz konusu binada projelendirme, yapım ve ... bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığının rapor edildiği,
Dosya sanıklarından olup, ölümü nedeniyle hakkında düşme kararı verilmiş olan ... tarafından, kendisine ait arsa üzerinde toplam 5 katlı bir bina inşa ettirildiği, inşa edilen bina için yetkili birimlerden herhangi bir yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınmadığı, bu nedenle binanın kaçak nitelikte olduğu, olaydan sonra yapılan teknik incelemeler neticesinde binanın bazı teknik uygunsuzluklar içerdiğinin tespit edildiği, sanık ... tarafından bir süre ikamet edilen ve kullanılan binanın, 1998 yılında dosya sanıkları ..., ... ve ... tarafından tapu sicilinde arsa vasfında kayıtlı olan, ancak fiili durum itibariyle üzerinde kaçak nitelikte 5 katlı bir yapı olan taşınmazı 1/3'er oranda paydaş olarak satın alındığı, satış işleminin binanın üzerinde bulunduğu arsaya ait tapu kaydının devri şeklinde yapıldığı, sanıkların söz konusu yapının satın alma tarihleri itibariyle tapu sicilinde arsa vasfıyla kayıtlı olduğunu bildikleri, devam eden süreçte yapıyı usul ve yönetmeliklere uygun şekilde kayıt altına aldırmak için bir kısım işlemler yapmışlarsa da, bu girişimlerini neticelendirmedikleri, sanıkların kaçak nitelikte olup meydana gelen deprem neticesinde yıkılan yapıyı usul ve yönetmeliklere uygun hale getirme niyet ve girişimlerinin ileride ortaya çıkabilecek resmi ve sanıklar arasında mülkiyete ilişkin oluşabilecek sorunları önlemeye yönelik olduğu, sanıkların satın aldıkları ve deprem neticesinde yıkılan binanın kaçak nitelikte olduğunu bilmelerine rağmen inşa aşamasında etkin bir rol almadıkları, kaçak nitelikteki binayı satın alarak bir takım riskleri üstlenen sanıkların meydana gelen neticeden basit taksir düzeyinde sorumlu olduklarının kabul ve tespit edildiği anlaşılarak yapılan incelemede;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
TCK'nın 50. maddesinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanıkların kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; ölenlerden..'ın mirasçısı katılan ...'in ve diğer müştekilerin sanıklar ..., ... ve ... hakkında şikayetçi olmadıkları, sanıkların sabıkalarının ve dosyaya yansıyan olumsuz tavırlarının bulunmadığı, ayrıca sanıkların geçmişi nazara alınarak cezalarında TCK'nın 62. maddesi gereğince indirim yapıldığı hususları da dikkate alındığında, müdafiileri aracılığı ile paraya çevirme talebinde bulunan sanıklar hakkında, dosya kapsamıyla uyuşmayan gerekçeler ile TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesinde belirtilen paraya çevirme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.