Esas No: 2012/5848
Karar No: 2012/9073
Karar Tarihi: 08.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5848 Esas 2012/9073 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Çivi Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1489 parsel sayılı 7.780,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, aynı ada 1490 parsel sayılı 7.548,41 parsel sayılı taşınmaz aynı nedenlerle davalı ... adına, 101 ada 1498 parsel sayılı 9.284,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, aynı ada 1499 parsel sayılı 7.679,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz da aynı nedenlerle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar, irsen intikal nedeniyle taşınmazların 1/2 payının ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazların muris ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların muris ..."den kaldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, taşınmazların muris ... tarafından sağlığında, davalıların babası olan oğlu Osman"a ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile devredilip edilmediği, devredilmiş ise bu devrin ve sözleşmenin geçerli olup olmadığı taşınmaza kim tarafından zilyet olunduğu noktasındadır. Mahkemece, davalı tarafın dayanağı olan ölünceye kadar bakım sözleşmesinin resmi şekle uygun yapılmamış olduğu gerekçesi ile geçersiz olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ölünceye kadar bakıp gözetmek koşuluyla taşınmaz devrini öngören sözleşmelerin miras mukavelesi şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Bu tür sözleşmelerde öngörülen şekil şartı, ispat değil geçerlilik koşuludur. Bu itibarla, mirasçılar tarafından kural olarak geçersiz bir sözleşmenin tarafların sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmeleri, geçersiz sözleşmeyi geçerli kılmaz. Keza şekil şartı geçerlilik koşulu olduğu cihetle icazetle de geçerlilik kazanamaz. Bu itibarla, miras bırakanın bakıp gözetme koşulu ile yaptığı temlikte yasal şekil şartına uyulmadığı iddiasının ileri sürülmesi mutlak anlamda hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez, ise de, bu iddianın her olayın özellikleri gözetilerek, kendi koşulları içerisinde araştırılması gerekir. Ne var ki Mahkemece mahallinde yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve davalı tanıkları, taşınmazlar üzerinde davalı tarafın zilyet olduğunu beyan ettikleri halde davacı tanıkları ve duruşmada beyanına başvurulan tanıklar davacıların murisinin de taşınmazlar üzerinde zilyet olduğu yönünde beyanlarda bulunmuş olmalarına rağmen, mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, alman beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalıdır. Davalı tarafın, miras bırakanın ölüm tarihine kadar ve murisin ölümünden sonra da tespit tarihine kadar zilyet olduğunun saptanması halinde, bakım yükümlülüğünü de yerine getirmiş olduğu göz önüne alındığında davacı tarafça dava açılmış olmasının, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı tartışılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.