Esas No: 2020/10244
Karar No: 2022/9703
Karar Tarihi: 08.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10244 Esas 2022/9703 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2020/10244 E. , 2022/9703 K.Özet:
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm Cezai Şube tarafından incelendi. Sanık hakkında verilen kararın basit yargılama usulüne göre değerlendirildiğine dair düzenleme yapılıp yapılmayacağına karar verildi. Kararda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun TCK'nın 179/2-3. maddelerinde düzenlendiği ve cezanın üç aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğu belirtildi. Aynı zamanda, 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinin 1. fıkrasına göre basit yargılama usulünün iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabileceği ifade edildi. Ancak Anayasa Mahkemesinin 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararıyla, basit yargılama usulü uygulanacak dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesi iptal edildiği belirtildi. Bu nedenle, basit yargılama usulü uygulanmış olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre mahkûmiyet cezalarının dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği ve sanık lehine olan uygulamaların belirlenerek yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı. Sonuç olarak, sanığın temyiz sebepleri kabul edildi ve karar bozuldu. TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek, kanun maddeleri detaylı ve açıklayıcı bir şekilde belirtilerek özetlendi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 08.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Y.İşl.Md.