Esas No: 2005/955
Karar No: 2005/2510
Karar Tarihi: 21.3.2005
Muvazaa İddiası - Önalım Hakkı - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2005/955 Esas 2005/2510 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, paylı mülkiyete konu olan bir taşınmazda, diğer paydaşlardan birinin davaya konu payını davalıya fahiş bir bedelle satması ve bu satışın diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmemesi sebebiyle davacının muvazaa iddiasıyla onalım hakkını kullanması talebine ilişkindir. Davacı, keşifte belirlenen bedel üzerinden onalım hakkının tanınmasını istemiştir. Ancak, mahkeme tarafından bedelde muvazaa iddiasının giderilip giderilmediği hususu araştırılmamıştır. Bu nedenle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 733. maddesi.
6. Hukuk Dairesi 2005/955 E., 2005/2510 K.
6. Hukuk Dairesi 2005/955 E., 2005/2510 K.
- MUVAZAA İDDİASI
- ÖNALIM HAKKI
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 733 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan onalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalıma konu edilen payın iptali ve tesciline İlişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu taşınmazda 116080/263000 hisseye sahip olduğunu, diğer paydaşlardan Mustafa"nın 1096/263000 hissesini davalıya 5.000.000.000.-TL fahiş fiyatla 5.2.2003 tarihinde sattığını, satışı davalının keşide ettiği ihtarnamenin 18.2.2003 tarihinde tebliği ile öğrendiğini, taşınmazın gerçek değerinin 480.000.000.- TL. olduğunu belirterek bu miktar üzerinden ya da mahkemece belirlenecek bedel üzerinden onalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı ise duruşmalara katıldığı halde bir savunma yapmamış ve delil de bildirmemiştir.
Onalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Onalım hakkı alıcıya karşı ancak dava
açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Onalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımızda: Davacı önalıma konu payın davalıya gerçekte 480.000.000.-TL."ye satıldığı halde onalım hakkının engellenmesi için tapuda bedelin fazla gösterildiğini bildirerek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Davacı bu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Muvazaa iddiası tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Mahkemece keşif yapılarak keşifte belirlenen bedel üzerinden onalım hakkının tanınmasına karar verilmiş ise de keşif bedelde muvazaa iddiasının varlığına tek başına yeterli delil teşkil etmez. Yargıtay"ın yerleşen içtihatları da bu yöndedir. Bu nedenle bedelde muvazaaya ilişkin davacının gösterdiği tanıkların dinlenilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.