Esas No: 2022/3786
Karar No: 2022/9826
Karar Tarihi: 12.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/3786 Esas 2022/9826 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/3786 E. , 2022/9826 K.Özet:
Davalı Hazine'nin, davacıya tazminat ödememe talebinin reddedilmesi üzerine yaptığı temyiz başvurusu sonucu, Ceza Dairesi'nin verdiği karar incelendi. Davacının tutuklandığı suçlar ve bu suçlardan hangi tarihlerde ve ne kararlar verildiği net bir şekilde belirtilmediği için, konuyla ilgili belgelerin dosyaya eklenmesi ve tazminat isteme koşullarının değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, maddi tazminatın net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği ve bilirkişi raporunda eksik yasal kesinti yapılması nedeniyle tazminat miktarlarının fazla tayin edildiği belirtildi. Kabule uygun olarak, maddi tazminat için 466 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen 3 aylık süre geçtiği için düşme kararı verilmesi gerektiği ifade edildi. Gerekçeleriyle hükmün bozulması kararı verildikten sonra yapılan yargılamada, davanın reddine karar verilmesi ve reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti ödenmesi hükmedildi. Kanun maddeleri olarak, 466 sayılı Kanun'un 1. maddesinde öngörülen tahdidi şekilde tazminat istenebilecek haller ve 466 sayılı Kanun'un 2. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan ... Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (kapatılan ... 1. Ağır Ceza mahkemesi) 2004/393 Esas – 2009/390 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak, kasten yaralama, patlayıcı madde bulundurma ve anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak suçlarından 18.05.1981-15.08.1986 tarihleri arasında 1916 gün gözaltına ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak suçundan zaman aşımı süresinin dolması sebebiyle düşmesine, diğer suçlardan beraatine hükmedildiği, her ne kadar mahkemenin cevabi yazısında kesinleşme şerhine rastlanılmadığı belirtilmiş ise de dairemizce UYAP üzerinden yapılan araştırmada düşme ve beraat hükümlerinin 25.05.2011 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 50.000,00 TL maddi, 500.000.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 25.085,04 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede; beraat hükmünün davacı (sanık) yönünden hangi tarihte kesinleştiği, kesinleşme şerhli karar örneğinin davacıya (sanığa) tebliğ edilip edilmediği veya davacının (sanığın) hükmün kesinleştiğini dosyadan belge almak ya da benzeri yollarla öğrenip öğrenmediği ve dolayısıyla tazminat davasının 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde öngörülen 3 aylık sürede açılıp açılmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, kabul ve uygulamaya göre de; zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi nedenine dayanan tazminat istemlerinin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde tahdidi şekilde sayılan tazminat istenebilecek haller içinde bulunmadığı da dikkate alınarak, davacının hangi suçlardan tutuklandığının, hakkında hangi suçlardan hangi tarihlerde ne karar verildiğinin anlaşılamadığı dikkate alındığında, bahse konu tüm müzekkere, karar ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içine alınması ve her ne kadar ceza infaz kurumunca çıkan yangın nedeniyle infaz evraklarına ulaşılamadığı bildirilmiş ise de, tutuklama müzekkeresinin infazına ilişkin evrakların tazminat davasının dayanağı olan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/393 Esas - 2009/390 Karar sayılı dosyasında bulunup bulunmadığının da araştırılarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, davacının tutuklama ve tahliye tarihleri ile infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve de tazminat isteme koşullarının değerlendirilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, davacının mahkemenin kabulüne göre 18.05.1981-15.08.1986 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığının kabul edilmesi durumunda, maddi tazminatın net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilmeden, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden yalnızca gelir ve damga vergisi düşülerek, eksik yasal kesinti yapılması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini, hükmolunan manevi tazminat miktarının belirlenen ölçütlere uymayıp fazla tayini, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 24.359,49 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin, davanın reddi gerektiğine, reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti ödenmesi gerektiğine, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 12.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.