Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/9319 Esas 2022/9944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/9319
Karar No: 2022/9944
Karar Tarihi: 13.12.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/9319 Esas 2022/9944 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/9319 E.  ,  2022/9944 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme

    Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii, sanık ..., sanık ... ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Sanıklar ... ve ...’ın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik, sanık ... müdafii, sanık ... ile katılanlar vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Maktul ...'nun ... isimli (... Mobilya Orman Ürünleri Tic. Ltd. Şti. ticaret unvanlı) ... yerinde işçi olarak çalıştığı, suç tarihinde maktulün çalışma arkadaşı olan sanık ... ile birlikte duvara monteli şekilde bulunan sunta parçalarını almak istedikleri sırada, suntaların devrilerek maktulün üzerine düştüğü ve maktülün ölümüne neden olduğu, yapılan ölü muayenesinde maktulün beyin kanaması sonucu öldüğünün tespit edildiği olayda; soruşturma aşamasında alınan 21.04.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, maktulün kenar bantlama makinası operatörü unvanıyla 12 saat ... sağlığı ve güvenliği temel eğitimini aldığı, çalışma yeri değiştiği halde mobilya ... kolu üzerine mesleki eğitim almadığı, ... yerinin kesim bölümünün kapasite olarak yeterli sunta depolama alanına sahip olmadığı, bu yüzden sunta istifleme işleminin dik olarak yapıldığı ancak blokların düşmemesi için gerekli aparatların kullanılmadığı, ... güvenliği uzmanının bir kazanın olabileceğini ön görerek risk analizi tespitinde bulunmadığı ve öneri defterinde gerekli uyarıları yapmadığı tespit edildiği cihetle; gerekli aparatları temin etmeyen ve gerekli eğitimi vermeyen işveren sanık ...'nın asli kusurlu, risk analizi raporunu düzenlemeyen ve tespit ve öneri defterinde gerekli uyarıları yapmayan ... güvenliği uzmanı sanık ...'un tali kusurlu ve maktul ile birlikte istifleme kurallarına aykırı davranarak tehlikeli harekette bulunan ... yeri çalışanı sanık ...'ın da tali kusurlu olduğunun rapor edildiği, mahkemece hükme esas alınan 02.12.2015 bilirkişi heyet raporuna ve 07.03.2016 tarihli ek rapora göre; çalışanlarını İşçi Sağlığı ve Güvenliği kurallarına uygun çalışıp çalışmadıklarını denetlemeyen ve izlemeyen, tehlikeli işler sınıfına giren işyerindeki çalışanlarını mesleki eğitime tabi tutulmasını sağlamayan, istifleme konusunda risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izlemeyen ve denetlemeyen ... Mobilya San. Tic. Ltd. Şti. sahibi ...'nın kazanın meydana gelmesinde Asli Kusurlu ve % 50 (Yüzde Elli) oranında kusurlu olduğu, yapılan risk analizinin yüksek istifleme bölümünde istifleme kuralları belirtilmiş olup, belirtilen risk kontrol tedbirlerini öneri defterine yazmayan ve kurallara uygun olmayan istifleme durumunun işverence düzeltilmesini sağlamayan ... Güvenliği uzmanı ...'un kazanın meydana gelmesinde Tali Kusurlu ve % 20 (Yüzde Yirmi) oranında kusurlu olduğu, Duvara dikey olarak istiflenmiş, 2 adet MDF arkasında bulunan, arkalık denilen suntalardan almak isterken sunta arasına pense sokmak suretiyle suntaları aralamaya çalışırken, suntaların devrilmesi ile meydana gelen kazada, tecrübeli bir işçi olmasına rağmen, dikkatsiz davrandığından, ...'ın kazanın meydana gelmesinde Tali Kusurlu ve % 15 (Yüzde Onbeş ) Oranında Kusurlu olduğu, ... ile birlikte dikey olarak duvara istif edilen suntaların devrilmesi ile 46 adet suntanın altında kalarak kaza geçirmesi neticesinde hayatını kaybeden ...'nun, tecrübeli bir işçi olmasına rağmen dikkatsiz davrandığından, kazanın meydana gelmesinde Tali Kusurlu ve % 15 (Yüzde On Beş) oranında kusurlu olduğu, kanaatine varıldığının belirtildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafinin kusur tespitine, yerel mahkemece verilen mahkumiyet hükmünün usule, yasaya ve hakkaniyete uygun bulunmadığından bozulması gerektiğine, ... ve ...’ın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir şekilde hareket etmesi sonucunda kaza meydana gelmiş olmasına rağmen, müvekkil sanığa kusur yüklenmesi ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş olmasının yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğuna, sanık ...’ın kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmadığına, tayin edilen cezaya, hakkında cezada indirim, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına; katılanlar vekilinin işverene yüklenmesi gereken kusurun çok daha fazla olması gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek işverene olması gerekenden çok daha az kusur yüklenmesinin hatalı olduğuna, eksik inceleme ve yetersiz değerlendirme sonucu verilen kararın katılanlar lehine, sanıklar aleyhine bozulması talebine ilişkin temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12 - 399 Esas - 2020/154 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
    2-Taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, yargılama giderinin her bir sanığa sebebiyet verdikleri tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafinin, sanık ...’ın ve katılanlar vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklara verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hüküm fıkrasının (1) ve (3) nolu bentlerinde yer alan, “failin güttüğü amaç ve saiki” ibarelerinin hükümden çıkarılması, yargılama giderlerine ilişkin paragrafta yer alan “eşit olarak” ibaresinin, “sebebiyet verdikleri oranda” olarak değiştirilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-Sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, sanık ... ve katılanlar vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ...’un sair temyiz sebeplerinin; katılanlar vekilinin eksik inceleme ve yetersiz değerlendirme sonucu verilen kararın katılanlar lehine, sanıklar aleyhine bozulması talebine ilişkin temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    Dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarında, sanık ...’un risk analizindeki yüksek istifleme bölümünde yer alan istifleme kurallarına göre tespit ettiği eksiklikleri ve risk kontrol tedbirlerini öneri defterine yazmadığı ve kurallara uygun olmayan istifleme durumunun işverence düzeltilmesini sağlamadığı için tali kusurlu olduğu tespit ve kabul edilerek mahkemece hakkında mahkumiyet kararı verilmiş ise de; kısmi zamanlı ve C sınıfı ... güvenliği uzmanı olarak çalışan sanığın, kazaya neden olan eksiklikleri, hatalı davranışları, ... Sağlığı ve ... Güvenliğine İlişkin Tespit ve Öneri Defterine düzenli olarak kaydettiği, kazadan önce istiflemeye ilişkin tespit ettiği eksiklikleri 18/03/2015 tarihli öneri olarak kayıt altına aldığı ve onaylı deftere yazılan herşey yasa gereği işverene tebliğ edildiği anlaşılmakla; kazaya neden olan ve kısmi zamanlı ... güvenliği uzmanı sanık ... tarafından belirlenen eksiklikleri giderme görevi tamamen işverene ait olduğu bu nedenle, meydana gelen olayda kusuru bulunmayan sanık ...’un beraatine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi;
    Kanuna aykırı olup, sanık ...’un temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 13.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara