Esas No: 2006/11947
Karar No: 2007/94
Karar Tarihi: 22.01.2007
Hasılat Kirası - Kira Alacağı Nedeniyle Tahliye - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2006/11947 Esas 2007/94 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kira alacağı nedeniyle davalı borçlu hakkında tahliye istemiyle icra takibi başlatmıştır. Davalı ise hasılat kirası olduğunu ve Borçlar Kanunu'nun 288. maddesi gereği temerrüde düşülmediğini savunmuştur. Mahkeme, kira ilişkisinin hasılat kirası olmadığına karar vererek davacının talebini reddetmiştir. Ancak Yargıtay, taraflar arasındaki kira ilişkisinin adi kira olduğunu ve Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi gereği ödeme emrinin kanuna uygun olduğunu belirterek kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 269 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 260 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 288 ]
6. Hukuk Dairesi 2006/11947 E., 2007/94 K.
6. Hukuk Dairesi 2006/11947 E., 2007/94 K.
- HASILAT KİRASI
- KİRA ALACAĞI NEDENİYLE TAHLİYE
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 269 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 260 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 288 ]
"İçtihat Metni"
İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı, davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine vaki itiraz üzerine icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin reddine karar verilmesi üzerine, karar davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı vekili, dava dilekçesinde davalının kiralananda 22.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalı kiracı hakkında 2005 Aralık ayı kira ve ciro farkı ile 2005 Kasım ayı ciro farkının tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının ana paraya, faiz ve faiz oranına itiraz ettiğini, kira bedelini de ödemediğini belirterek itirazın kaldırılması, takibin devamı ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı borçlu vekili, davayı kabul etmediklerini, taraflar arasındaki kira ilişkisinin hasılat kirası olduğundan Borçlar Kanunu"nun 288. maddesi hükmüne göre altmış gün yerine otuz günlük süre verildiğinden temerrütten bahsedilemeyeceğini ve tahliye istenemeyeceğini, faiz ve faiz oranlarını da kabul etmediklerini, davanın reddini savunmuştur.
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 22.10.2000 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan yer C... S... Ticaret Merkezi A.Ş. Merkezinde 890 m2 sözleşmeye ekli konumda gösterilen TM01 nolu işyeri olarak belirtilmiştir. Sözleşmede kira parası asgari 71.200 Dolar olup, bu bedelin üzerine çıkılması halinde cironun % 51 olarak ödeneceği kararlaştırılmış, sözleşmenin ödeme planı başlıklı maddesinde de her yıl dolar üzerinden KDV"si ile ödenmesi gereken asgari aylık kira bedeli gösterilmiştir. C... S... Ticaret Merkezi A.Ş. alışveriş merkezindeki boş işyeri, oyuncak ve çocuk mağazası olarak kullanılmak üzere davalıya kiralanmıştır. Borçlar Kanunu"nun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirasından söz edilebilmesi için hasılat getiren bir taşınır ya da taşınmaz mal, ticari işletme ya da hakkın kira ilişkisinin konusunu oluşturması ve kiralananın demirbaşları ve işletme ruhsatı ile birlikte kiraya verilmesi gerekir. Oysa taraflar arasında düzenlenen sözleşmede boş işyerinin mağaza olarak kullanılmak üzere kiraya verildiği, bir demirbaş devrinin söz konusu olmadığı işletme ruhsatıyla kiralanmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede kira parasının aylık cironun bir bölümü olarak ödeneceğinin kararlaştırılması taraflar arasındaki kira ilişkisinin hasılat kirası olduğunu göstermez. Sözleşmenin kira bedeli ve ödeme şekli başlıklı 5. maddesindeki bu düzenleme sadece kira parasının belirlenmesine yöneliktir. Bu halde taraflar arasındaki kira ilişkisinin temerrüt açısından Borçlar Kanunu"nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, davacı kiralayanının ödenmeyen kira ve ciro farklarının tahsili için davalı kiracı hakkında yaptığı icra takibinde Borçlar Kanunu"nun 260. maddesine göre otuz gün süreli ödeme emri düzenlenmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.