Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6633 Esas 2012/8939 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6633
Karar No: 2012/8939
Karar Tarihi: 08.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6633 Esas 2012/8939 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/6633 E.  ,  2012/8939 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 2. İCRA MAHKEMESİ

    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ...’ın beraatlerine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının sanıklardan ... hakkında onama, diğer sanık ... hakkında bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 16/11/2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, sanıklardan ... hakkındaki karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 09/01/2012 tarihli itirazı üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/07/2012 tarih ve 2012/0073 Esas, 2012/760 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile sanıklardan ... hakkındaki Dairemizin16/11/2011 tarih ve 2011/4154 Esas, 2011/7316 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
    Sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda,
    1- Dosya içinde bulunan şikayete dayanak yapılan ... 9.İcra Müdürlüğünün 2009/12804 esas sayılı takip dosyasında bulunan ... Ticaret Sicili Memurluğunun 02/12/2009 tarih ve 46184 sayılı yazılarında ...Akaryakıt İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Demir-Çelik ve Hırdavat Otomotiv Plastik İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi yetkilisinin ..., ortaklarının ...ve ... olduğunun bildirilmesine rağmen .../... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 10/12/2009 tarih ve 49629 sayılı yazılarında ...Akaryakıt İnş.Malz.İth.İhr. ve San. Ltd. Şti’nin 30/05/2009 tarihinde resen terk ettirildiğinin ve şirket ortağı ve müdürünün ... olduğunun bildirilmesi karşısında, sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin unvanı tam olarak belirtilmek suretiyle mükellefiyetinin devam edip etmediği sorularak, re"sen terk ettirildiğinin anlaşılması halinde buna göre şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilmeden ve fiili durumun belirlenmesi amacıyla borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırılması yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
    2- Ticareti terk suçu aynı iş yeri ile ilgili olarak aynı yetkilisi/yetkilileri tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olup, ... 2.İcra Ceza Mahkemesinin 2010/252 esas sayılı dosyası incelenerek tarafları atılı suçun aynı olduğunun anlaşılması halinde, sanık hakkında TCK"nun 43. maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasının veya davanın reddinin gerekip gerekmediği hususlarının tartışılması için her iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 08.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara