Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10048 Esas 2012/11553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10048
Karar No: 2012/11553
Karar Tarihi: 11.10.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10048 Esas 2012/11553 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/10048 E.  ,  2012/11553 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
    Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
    Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
    1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
    2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
    3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
    4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
    5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
    Davacı, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında ...” yazılı muris isminin nüfus kaydına uygun olarak “...)” olarak düzeltilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve soruşturma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
    Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına 05.06.1981 tarihinde “...’ye intikal edecek paya 1062 sayılı Yasaya göre el konulmuştur” şerhi bulunmaktadır. Ayrıca, 323 parsel sayılı taşınmazda... hissesinde 18.12.1952 tarih 2663
    yevmiye numarası ile, 3336 parsel sayılı taşınmazın geldisi 300 parsel sayılı taşınmazda ... hissesinde 05.04.1952 tarih 1226 yevmiye ile, 3187, 3188 ve 3196 parsel sayılı taşınmazların geldisi 299 parsel sayılı taşınmazda...issesinde 19.10.1972 tarih 4752 yevmiye ile tapu işlemleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu işlemlere ilişkin kayıt ve belgeler getirtilerek işlemlerin kimler tarafından yapıldığı araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda açıklanan işlemlere ilişkin belge ve kayıtlar da getirtilmek suretiyle tapu kayıtlarında ... olarak yazılı kayıt malikinin davacının murisi “...” olup olmadığını bu belgeler ile nüfus kayıtları arasında irtibat kurmak suretiyle kesin olarak saptamak, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarındaki 05.06.1981 tarihli şerhin de dayanakları araştırılarak dava konusu taşınmazlara 1062 sayılı Yasa uyarınca Hazine tarafından el konulup konulmadığını belirlemek ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
    Eksik araştırma ve soruşturma ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 11.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara