Esas No: 2012/9862
Karar No: 2012/11551
Karar Tarihi: 11.10.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9862 Esas 2012/11551 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, taşınmazın 2510 sayılı İskan Kanununun 30. maddesi hükmü uyarınca 10 yıl süre ile satılamaz şerhinin bulunması nedeniyle devredilemediğini, sözleşme bedelinden bakiye 80.000 TL’nin de ödenmediğini, satış vaadi sözleşmesini 08.03.2006 günlü ihtarname ile feshettiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının bakiye 80.000 TL’yi ödemediği, davalı tarafından satış vaadi sözleşmesinin 08.03.2006 tarihli ihtarname ile feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içinde bulunan taraflar arasındaki 11.07.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinden, davalı ...’un dava konusu 107 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 100.000.00 TL bedelle satışını vaat ettiği, 20.000.00 TL’nin peşin ödendiği, bakiye 80.000.00 TL’nin ise tapu devir ve tescilinden sonra ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı, 08.03.2006 tarihli ihtarname ile bakiye bedeli talep ettiğini ve bakiye bedelin ödenmemesi nedeniyle satış vaadi sözleşmesini feshettiğini
savunmuş ise de tapu kaydının incelenmesinden 2510 sayılı Kanunun 30. maddesi hükmü uyarınca belirlenen 10 yıllık takyit süresinin ihtarnamenin tebliğ edildiği 25.04.2006 tarihinden sonra 23.11.2006 tarihinde dolduğu anlaşılmıştır. Diğer taraftan satış vaadi sözleşmesinde bakiye bedelin tapunun devrinden sonra ödeneceğinin kararlaştırılmış olması karşısında, bakiye bedelin ödenmediğinden söz edilerek yapılan feshin geçerli olduğunu kabule de olanak yoktur.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmiş olması gerekir. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise bu bedel Borçlar Kanununun 81. Maddesi hükmü uyarınca depo ettirilmelidir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacının ödemediği anlaşılan bakiye 80.000.00 TL bedelin dava tarihindeki güncellenmiş değerini konusunda uzman bilirkişiye hesaplatmak, bulunacak bu değeri vaat borçlusu davalıya ödenmek üzere depo etmesi için davacıya uygun bir süre vermek, belirlenen bu süre içinde depo edildiği taktirde istemi hüküm altına almak olmalıdır.
Açıklanan bu nedenlerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 11.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.