Esas No: 2021/6266
Karar No: 2022/9894
Karar Tarihi: 13.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/6266 Esas 2022/9894 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/6266 E. , 2022/9894 K.Özet:
Mahkeme, davacının 466 sayılı Kanun gereğince tazminat talebini reddetmişti. Davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteği reddedildi. Davalı vekilinin temyiz istemi kabul edildi, ancak vekalet ücreti konusunda yanlışlık yapıldığı tespit edildi. Davacının tazminat talebi, Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan beraat ettiği duruma dayanıyordu. Ceza Genel Kurulu, tazminat davasının açılabilmesi için üç aylık sürenin beraat kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağını belirtti. Davacı hakkında beraat kararı kesinleştiği ve yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı tespit edildi. Mahkeme, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin yanlış belirlendiğine karar verdi. 5271 sayılı CMK'nın 142/9. maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği belirtildi. Ancak ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınarak vekalet ücreti yeniden belirlendi. Kanun maddeleri: 466 sayılı Kanun, 5271 sayılı CMK'nın 299. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 142/9. maddesi, 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi, 304/1. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 01.12.2018 tarihli, 2018/2959 Esas, 2018/3572 Karar sayılı "istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine" ilişkin kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5271 sayılı CMK'nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Davalı vekilinin temyiz isteminin istinaf mahkemesince aleyhine değiştirilen vekalet ücretine hasren olması ve talep miktarının 450.000 TL olması dolayısıyla kesinlik sınırı altında bulunmadığı anlaşıldığından davalının temyiz talebinin reddini öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan 1. ... Komutanlığı 2. Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinin 1981/654-1991/12 sayılı ceza dosyası kapsamında Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçundan 17.02.1981-05.06.1982 tarihleri arasında 473 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda 01.11.1991 tarihinde beraatine hükmedildiği, davanın gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 250.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21.04.1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak anılan kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin 845 TL şeklinde değiştirilmek suretiyle düzelitlerek esastan reddine karar verilmesinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.05.2019 tarih, 2017/12-535 Esas, 2019/422 ve 2017/12-536 Esas, 2019/423 Karar sayılı kararlarında vurgulandığı üzere 466 sayılı Kanuna tabi olan tazminat davalarında dava açma süresinin kesinleşmiş kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacının haberdar olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı durumlarda, davacının yokluğunda ancak müdafiimin yüzüne verilmiş kararın karar tarihinden itibaren üç ayın sonunda kesinleştirilmiş sayılması gerektiği, bu üç aylık süreden sonraki cezai anlamdaki kesinleştirmelerin 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları açısından hüküm ifade etmeyeceğinin belirtilmesi karşısında, davacı hakkında 1. ... Komutanlığı 2. Sıkıyönetim Askeri Mahkemesince 01.11.1991 tarih 1981/654-1991/12 sayılı kararı ile davacının beraatine karar verildiği, verilen beraat hükmüne karşı aleyhe temyiz olmadığı, Yargıtay bozma ilamı sonrası yargılamaya devam eden ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/393-2009/290 sayılı kararında da davacı hakkındaki beraat hükmünün temyiz edilmediğinden kesinleştiği ve dolayısıyla davacı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, her ne kadar kesinleştirme işlemi yapılmamış ise de; 01.11.1991 tarihinde verilen beraat kararı üzerine 27.09.2016 tarihinde açılan davanın 466 sayılı Kanun gereğince 3 ay, 10 yıllık süreler geçtikten sonra açılması nedeniyle, isabetsizlik görülmemiş olup,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın süresinde olduğuna ilişkin temyiz sebeplerinin reddine ancak;
05/08/2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 5271 sayılı CMK'nın 142/9. maddesi uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alınmadan, reddedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan nisbi vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olduğu dikkate alınarak davalı lehine karar tarihindeki tarife üzerinden ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5271 sayılı CMK'nın 303/1. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapmayı gerektirmeyen bu hususun aynı madde uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin “4.360 TL” olarak değiştirilmek suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 01.12.2018 tarihli, 2018/2959 Esas, 2018/3572 Karar sayılı kararına karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için ... 16. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 13/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.