Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10382 Esas 2012/11538 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10382
Karar No: 2012/11538
Karar Tarihi: 10.10.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/10382 Esas 2012/11538 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/10382 E.  ,  2012/11538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13.01.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, murisine ait dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında "..." şeklinde yazılan kimlik bilgileriyle tapu sicil müdürlüğünün işlem yapmadığı gerekçesiyle diğer nüfus bilgilerinin de eklenmesini talep etmiştir.
    Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tapu kayıtlarında bulunması zorunlu olmayan bilgilerin ilavesi mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
    Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
    1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
    2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
    3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
    4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
    5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kütüğüne malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası dışındaki nüfus bilgilerinin ilavesi mümkün değil ise de idari yoldan tapu kayıtlarında tasarrufta bulunulamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir.
    Mahkemece, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda araştırma yapılarak, tapu kayıt maliki "..."ın" ile davacıların murisinin aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun için de az da vardır kuralı gereğince bu yönde tespit kararı verilmesi gerekir.
    Davacının, böyle bir tespit kararı verilmesini istemekde hukuki yararı bulunduğu halde tapu kayıtlarında bulunması zorunlu olmayan bilgilerin ilavesi mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara