Esas No: 2022/8304
Karar No: 2022/10017
Karar Tarihi: 15.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/8304 Esas 2022/10017 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/8304 E. , 2022/10017 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, imar kirliliğine neden olma
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olma suçları açısından sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan ... vekili ile katılan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan ... vekilinin, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu açısından kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;
... Belediye Başkanlığının, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, ... vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Katılan ... vekilinin, imar kirliliğine neden olma suçu açısından kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise ;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;
Kültür ve Turizm Bakanlığının, imar kirliliğine neden olma suçundan tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, ... vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
3-Katılan ... vekilinin, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu açısından kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 67/4. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 08/04/2010 tarihinden itibaren, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımı süresinin, 08/04/2022 tarihinde dolduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında açılan kamu davasının, suç tarihinden itibaren 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin karar tarihi itibariyle dolduğu, gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin, kararın kaldırılması gerektiğine ilişkin temyiz sebeplerinin reddiyle, davanın düşmesine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
4-... vekilinin, imar kirliliğine neden olma suçu açısından kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince ise;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, TCK’nın 184/1. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 67/4. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 08/04/2010 tarihinden itibaren, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımı süresinin, 08/04/2022 tarihinde dolduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında açılan kamu davasının, suç tarihinden itibaren 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin karar tarihi itibariyle dolduğu, gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz sebeplerinin reddiyle, davanın düşmesine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 15/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.