Esas No: 2021/3189
Karar No: 2022/10060
Karar Tarihi: 15.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3189 Esas 2022/10060 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2021/3189 E. , 2022/10060 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu hakkındaki mahkumiyet kararı temyiz edildi. Mahkeme, Kuluncak Mal Müdürlüğü'nün talebiyle yapılan katılma istemini reddetmişti ancak sonrasında bu karar kaldırıldı ve müdürlük davaya katılım hakkı kazandı. Mahkeme, suçun cezası hakkında TCK'nın 179. maddesini referans alarak, 5271 sayılı CMK'nın basit yargılama usulü hakkındaki düzenlemelerinin iptal edildiğine dikkat çekti. Karar, anılan iptal kararlarının maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu ve uygulanacak olan CMK'nın 251. maddesinin sanık lehine olan düzenlemelerinin yerine getirilmesi gerektiği sonucunu çıkardı. Karar, hüküm BOZULDU ve TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek yeniden değerlendirilmeliydi.
TCK'nın 179. maddesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun cezasını belirler. Buna göre, suçlu üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir.
5271 sayılı CMK'nın basit yargılama usulü hakkındaki düzenleme, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda bas
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılma talebi reddedilen kurum vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Vekili aracılığıyla katılma isteminde bulunmalarına rağmen, anılan talepleri 10.02.2016 tarihli duruşmada reddedilen Kuluncak Mal Müdürlüğünün CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılma talebi reddedilen sıfatıyla hükmü temyiz haklarının bulunduğu ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müşteki vekili hakkında mahkemece verilen katılma talebinin reddine ilişkin 10.02.2016 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 15.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.