Esas No: 2012/6516
Karar No: 2012/8788
Karar Tarihi: 06.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6516 Esas 2012/8788 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 3. İCRA MAHKEMESİ
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ..., ..."ın beraatlerine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 17.10.2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 28.12.2011 tarihli itirazı üzerine, Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/886 Esas, 2012/676 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44.
maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Sanıklar ..."a yönelik itirazının incelenmesinde;
Şikayetçi vekilinin 04.08.2010 havale tarihli temyiz dilekçesi ile mahkemenin 08.06.2010 tarih 2009/300 esas ve 2010/271 sayılı kararını sadece ... Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilileri sanıklar ... ve ..."e yönelik olarak temyiz etmesi birleşen 2009/59 esas sayılı ...San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilileri sanıklar ... ile 2009/58 esas sayılı dosyadaki ...Paz. Yetkilisi ... haklarında verilen beraat kararlarına karşı temyiz talebinin bulunmaması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ..."a yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ... ve ..."e yönelik verilen karara karşı itirazının incelenmesinde,
Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin sanıklar ... ve ..."e yönelik 17.10.2011 tarih ve 2011/350 Esas, 2011/6026 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
Sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunmaması gerekmekte olup, somut olayda, fiili durumun belirlenmesi amacıyla sanıkların ticareti terk edip etmediği yönünde kolluk tarafından düzenlenen 11.11.2009 tarihli tutanakta belirtilen adreste de zabıta araştırması yaptırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de; Ticareti terk suçu aynı işyeri ile ilgili olarak aynı yetkilisi/yetkilileri tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olup, sanıklar müdafiinin 07.07.2009 tarihli dilekçesinde ve 03.11.2009 tarihli duruşmada belirttiği ... 11. İcra Mahkemesinin 2009/149 ve 150 Esas sayılı dosyaları 02.03.2009 tarihli duruşmada mahkemesince incelenmekle birlikte, anılan dosyaların içeriğinin duruşma tutanağında belirtilmemiş olması nedeniyle denetiminin yapılamaması karşısında, iş bu dosyalar yeniden getirtilerek incelenmesi ve içeriklerinin duruşma tutanağına da yansıtılmasından sonra, taraflarının ve sanıklara isnat edilen suç türünün aynı olması halinde sanıklar hakkında TCK"nun 43. maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasının veya davanın reddinin gerekip gerekmediği hususlarının tartışılması için anılan dosyaların bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA,
Yargıtay C. Başsavcılığının sanıklar ..."a yönelik itirazı yerinde görülmediğinden, adı geçenler hakkındaki itirazı yönünden dosyanın 6352 sayılı yasanın 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için dosyanın Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 06.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.