İtirazın İptali Davası - Süre Bitimi Nedeniyle Tahliye - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/4531 Esas 2009/5731 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4531
Karar No: 2009/5731
Karar Tarihi: 16.06.2009

İtirazın İptali Davası - Süre Bitimi Nedeniyle Tahliye - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/4531 Esas 2009/5731 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, davalının 1993 tarihli bir kira sözleşmesi ile 44 No'lu parseli kiraladığını ve süre bitiminde boşaltmaması nedeniyle icra takibi yapıldığını belirterek, itirazın iptalini ve kiracının tahliyesini talep etmişlerdir. Davalı ise kiralananın musakkaf nitelikte olduğunu ve 6570 Sayılı Yasa kapsamında olduğunu savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Yapılan incelemeler sonucu, kiracının kiralananı arsa olarak kullandığı ve musakkaf bir taşınmaz niteliği bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi olduğuna karar verilmiş ve sırasıyla 263 ve 272. maddelerine göre itirazın iptaline ve kiracının tahliyesine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
818 S. Borçlar Kanunu [Madde 263]: Adi kira sözleşmelerinde süre belirtilmesi halinde, sözleşmenin sona ermesi halinin zamanı belirtilir.
818 S. Borçlar Kanunu [Madde 272]: Kiracı, sürenin bitmesinden sonra bu yeri kullanmaktan vazgeçmeye zorunlu tutulabilir. Kiralayan, isterse sırasıyla çıkarma davası açabilir veya İcra Müdürlüğüne başvurarak tahliye isteyebilir.

 

 

6. Hukuk Dairesi 2009/4531 E., 2009/5731 K.

6. Hukuk Dairesi 2009/4531 E., 2009/5731 K.

  • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
  • SÜRE BİTİMİ NEDENİYLE TAHLİYE

 

  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 263 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 272 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık icra takibine yapılan itirazın iptali ve süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalının dava konusu edilen 44 No’lu parselde 1.1.1993 başlangıç tarihli ve onbeş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, sözleşme ile kiralananın arsa olarak davalıya kiralandığını, süre sonunda sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davalıya ihtarnameler ile bildirilmesine karşın süresinde boşaltmaması üzerine hakkında icra takibi yapıldığını, takibe itiraz eden davalının sözleşmeye karşı çıkmamakla birlikte kiralananın 6570 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğunu iddia ettiğini, ancak taşınmazın başlangıçtan beri arsa olarak kiraya verildiğini, sonradan üzerine davalının kendi kullanımı için inşa ettiği yapılar nedeniyle kira sözleşmesinin niteliğinin değişmesinin mümkün olmadığını belirterek, davalının itirazının iptalini, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu edilen kiralanan musakkaf nitelikte olduğundan kira sözleşmesinin yasa gereği kendiliğinden uzadığını, davalının kiralananda benzin istasyonu işlettiğini, kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte ve öncesinde taşınmaz üzerinde binalar bulunduğunu, kiralananın belediye sınırları içinde kaldığını, bu haliyle 6570 Sayılı Kanun kapsamında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Borçlar Kanunu"nun adi kira hükümlerine tabi kira sözleşmelerinde kira süresinin taraflarca tayin edilmesi halinde kira sözleşmesinin sona erme hali Borçlar Kanunu"nun 263. maddesinde düzenlenmiştir.Kiracı, sözleşmedeki sürenin bitiminde bu yeri kullanmaktan vazgeçmeye zorunlu, kiralayanda kiracıyı buna zorlamaya haklıdır.Kiralayan isterse İİK."nun 272. maddesi gereğince süre sonunu takip eden bir ay içinde sözleşmeyi ibrazla icra dairesinden tahliye isteyebileceği gibi isterse mahkemeye de başvurabilir.

Olayımıza gelince;davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.1.1993 başlangıç 31.12.2007 bitim tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan arsa olarak nitelendirilmiş, benzin istasyonu olarak kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin özel şartlar 2. maddesinde parsel üzerinde halen mevcut olan binalarla ilgili harç resim ve vergilerin kiracıya ait olacağı, 3. maddesinde kiracının kiraladığı yerde İmar Yasası’na uygun olarak benzin istasyonu veya diğer ihtiyacı olan binaları yapıp kullanabileceği, bunun için gerekli giderlerin kiracı tarafından ödeneceği, tahliye sırasında da arsa üzerinde bulunan taşınmazların mal sahiplerine bedelsiz terk edileceği belirtilmiştir. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar.Taraflar arasındaki uyuşmazlık kiralanan hakkında hangi yasa hükümlerinin uygulanacağı noktasındadır. Dava konusu edilen ve davacılar adına kayıtlı olan 44 parsel No’lu taşınmaz 1099 m2 arsa vasfındadır. Kira sözleşmesinde de kiralanan arsa olarak nitelendirilmiştir. Mahkemece yerinde yapılan keşifler sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve krokilerine göre şu andaki durum itibariyle, kiracının kira sözleşmesi ile kendisine tanınan yetkiye dayanarak 1099 m²

² alan içine inşaa ettiği idari bakım ve yakıt tanklarından oluşan kapalı alanların toplamı 396 m²

² "dir.Açık alanı 703 m²

² olan kiralananın baskın vasfının ve yararlanma biçiminin arsa olduğu, musakkaf bir taşınmaz niteliği bulunmadığı kuşkusuzdur.Bu konuda pompa platform adalarının üzerini olumsuz hava şartlarından korumak için yapılan kanopi tabir edilen etrafı açık saçaklarda musakkaf yapı olarak kabul edilemez.Olayda 6570 Sayılı Yasanın uygulanma olanağı yoktur.Dairemizin uzun yıllardır sapma göstermeyen yerleşmiş uygulamaları bu yöndedir.Kiralananın Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.Buna göre 01.01.1993 başlangıç 31.12.2007 bitim tarihli kira sözleşmesi süresinin dolmasıyla Borçlar Kanunu 263. maddesi gereğince süresiz hale gelmeden bir ay içinde 16.01.2008 tarihinde başlatılan icra takibi ile kiralananın tahliyesi istendiğinden süre bitimi nedeniyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara