Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7038 Esas 2012/8766 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7038
Karar No: 2012/8766
Karar Tarihi: 05.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/7038 Esas 2012/8766 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/7038 E.  ,  2012/8766 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Dava konusu Hardallı Köyü 102 ada 165 parsel sayılı 6.539,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu kabul edilmek sureti ile hüküm kurulmuştur. Ne var ki, tapu kaydının uygulaması yetersiz olduğu gibi dayanılan kayıt kapsamında kaldığı bilirkişi ve tanıklarca bildirilen taşınmazların akıbetlerinin araştırılmaması ve fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporun denetime elverişli olmaması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte tapu kaydı 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesi uyarınca yöntemince uygulanmalı, yerel bilirkişilerden ve tanıklardan kaydın sınırları ve kapsamı sorulup, saptanmalı; komşu parsellerin tutanakları ve dayanaklarından yararlanılarak yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri denetlenmeli, özellikle kayıt sınırlarında bulunan "çeşme" ve isimsiz "tarik"sınırının sabit sınır kabul edilip edilmeyeceği tartışılmalı, dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız olarak belirlenmelidir. Taşınmazın, dayanılan tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının saptanması halinde, davacının zilyetliğe de dayanmış olması nedeniyle taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, fen bilirkişisine tapu kaydının kapsamını gösteren keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara