Esas No: 2009/3776
Karar No: 2009/5728
Karar Tarihi: 16.6.2009
Önalım Hakkı - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/3776 Esas 2009/5728 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, önalım davasıyla ilgili olup, davacılar davalıya satılan bir taşınmazın paydaşıdır. Davacılar Önalım hakkını kullanmak istediklerini belirterek, payın iptali ile kendileri adına tescilini talep etmişlerdir. Davalı ise işlemin tapuda satış olarak yapılmış olmasına rağmen aslında bir miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yöneltiklerini savunmuştur. Mahkeme, davacıların önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmadığını ve önalım bedelini depo etmeleri gerektiğini belirtmiştir. Ancak mahkeme, kararında davacılara bu yönde bir süre ve olanak vermemiştir. Bu nedenle karar, temyiz itirazları kabul edilerek bozulmuştur. Kararda, temyiz edenlere takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1086 S. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (MÜLGA) [ Madde 428] : Temyiz edenin isteği üzerine hükümün temyizi, duruşmada yapılır. Hüküm temyiz olununca, belirtilen süre içinde bu kanuna göre temyiz dilekçesiyle bir örneği mahkemesine sunularak hükümün usul ve esasta yerinde olup olmadığı inceletilir. Hükümün usul ve esas yönünden birinde hata görüldüğü takdirde, hüküm ya derhal kaldırılarak, yerine usule ve hukuka uygun olanı konulur veya temyiz incelemesi yapılır, sonucuna göre yeni bir hüküm verilir.
6. Hukuk Dairesi 2009/3776 E., 2009/5728 K.
6. Hukuk Dairesi 2009/3776 E., 2009/5728 K.
- ÖNALIM HAKKI
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacılar tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av.R....... G......... ve davalı vekili Av.Ş......... S......... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin 22 No’lu parselin paydaşlarından olduğunu, taşınmazın paydaşlarından S........ ve R......... U.........’nın paylarını 24.5.2005 tarihinde davalıya sattıklarını tapu sicil müdürlüğünden 15.5.2006 tarihinde öğrendiklerini, önalım hakkını kullanmak istediklerini, önalım bedelini depo etmeye hazır olduklarını belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacıların anneleri E..........U.........’nın da davaya daya dahil edilmesi gerektiğini, tapuda satış olarak tesis edilen işlemin aslında akrabalar arası bir bağışlama tasarrufu olduğunu, önalım hakkının doğmadığını, payın teyzeleri tarafından davalıya bağışlandığını, davalıya küçük yaşlarından beri teyzelerinin baktığını, halen kırküç yaşında olan davalının da vefa ve minnet borcunu ödeyebilmek ve yaşlılık zamanlarında destek olabilmek için her gün uğrayıp ihtiyaçlarını giderdiğini, ancak davalının son zamanlarda ekonomik yönden zor durumda kaldığını, teyzelerinin de davalıya destek olmak amacı ile miras hisselerini devrettiklerini, ancak fazla harç ödememek için temliki satış gibi gösterdiklerini, bu durumu bilmelerine rağmen davacıların kötü niyetle önalım davası açtıklarını, davalının ekonomik durumu ile payın rayiç değeri dikkate alındığında yapılan işlemin hibe olduğunun anlaşılacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu akdin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.3.1957 gün ve 12 / 2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.
Olayımıza gelince: Alemdar Mahallesi 46 ada 22 No’lu parselde dava konusu edilen 16 / 24 pay taşınmazın paydaşlarından S........ ve R........ U........ tarafından 24.5.2005 tarihinde davalıya 32.000 YTL bedelle satılmış, davacılar da 23.5.2006 tarihinde süresinde açtıkları işbu dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı her ne kadar söz konusu payın tapuda satış gösterilse de, teyzeleri tarafından kendisine miras hakkına bağlı olarak hibe edildiğini savunmuş ise de tapuda yapılan işlemin tarafı olan davalı yapmış olduğu sözleşme ile bağlı olduğundan temlikin muvazaalı olduğu iddiasında bulunarak kendi muvazaasına dayanamayacağı gibi, temlikte bulunan S......... ve R.......... U......... bekar ve çocuksuz olmakla birlikte davalının annesi B.......... H........ (U.......) sağ olduğundan ve işlemin tarafları arasında doğrudan miras bağı bulunmadığından olayda 27.3.1957 gün ve 12 /2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın uygulanma olanağı da yoktur. Bu durumda tapuda satış olarak yapılan temlike karşı taşınmazın paydaşı olan davacıların önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece davacılara tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım bedelini depo etmeleri yönünden uygun süre ve olanak verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına takdir olunan 625 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 16.6.2009 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.