16. Hukuk Dairesi 2012/7720 E. , 2012/8741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili 24.01.2011 tarihli dava dilekçesi ile, davacının 970 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 355/22656 payını 27.02.1972 tarihinde satın aldığını, ..."nün 1996 yılında 2981 sayılı Yasa gereğince müstakilleşme çalışmaları yaptığını ve bu çalışma sonucunda davacıya yer verilmediğini ileri sürerek taşınmazın aynen ya da aynı değerde başka bir yerdeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 970 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 355/22656 payının maliki olduğunu, 2981 sayılı yasa çalışmaları sonucunda taşınmazdaki payına karşılık kendisine bir yer gösterilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil telep etmiştir. Mahalinde yapılan keşif sonrasında alınan fen bilirkişi raporunda, davacının payının da aralarında bulunduğu bir kısım payların Belediye tarafından kamulaştırıldığı bildirilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde ise davalı olarak Kadastro Müdürlüğü hasım olarak gösterilmiştir. Davacı tarafın, dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil talep etmesi göz önüne alındığında davanın, dava konusu edilen taşınmazların tapu kayıt maliklerine karşı açılması gerekmektedir. Davalı ... kayıt maliki olmadığına göre, husumetin sonradan yaygınlaştırılması da mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.