Ek Sözleşme - İtirazın Kaldırılması - Tahliye Taahhüdü - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/3544 Esas 2009/5104 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3544
Karar No: 2009/5104
Karar Tarihi: 01.06.2009

Ek Sözleşme - İtirazın Kaldırılması - Tahliye Taahhüdü - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/3544 Esas 2009/5104 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, kiralananın süre bitimi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemidir. Mahkeme, taahhütte tahliye tarihini açıkça yazılmama ve noterden düzenlenmemesi nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Borçlar Kanunu'na tabi taşınmazlarda kira sözleşmesinin bitim tarihini belirler ve takip ve dava açma süresi vardır. Bu nedenle, takibin yasal sürede yapılmış olması nedeniyle davanın kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri Detayları:
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 272 ]: Borçlar Kanunu'na tabi taşınmazlarda kira sözleşmesinin bitim tarihini belirler ve takip ve dava açma süresi vardır.

 

 

6. Hukuk Dairesi 2009/3544 E., 2009/5104 K.

6. Hukuk Dairesi 2009/3544 E., 2009/5104 K.

  • EK SÖZLEŞME
  • İTİRAZIN KALDIRILMASI
  • TAHLİYE TAAHHÜDÜ

 

  • 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 272 ]

"İçtihat Metni"

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, akdin süre bitimi nedeniyle yapılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davalının taahhüt ettiği tarihte kiralananı tahliye etmediğini, taahhüt nedeni ile icra takibi yapıldığını, tahliye emri tebliği üzerine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, haksız ve yersiz itirazın kaldırılarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, Asliye ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılan davalar çözülmeden verilecek kararın mağduriyete yol açacağını, taşınmazın sınırları belli olmadığını, keşif yapılarak istemin reddini savunmuştur. Mahkeme, kira sözleşmesinin 3 yıllık düzenlendiğini, sürenin bitiminde anlaşma olmadığı takdirde 2 yıl daha kiraya verileceği yazılı olduğunu, kira sözleşmesinin 3 + 2 yıl olarak düzenlendiğini ve ek olarak düzenlenen tutanak ile 01.06.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile tahliye taahhüdü ile aynı tarihte yapıldığı gibi, taahhütte tahliye tarihini açıkca yazılmadığı ve noterden düzenlenmediğini, sözleşme bitim tarihi olarak düzenlendiği, taahhüde ilişkin tahliye şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

Kiralananın Borçlar Kanununa tabi olması halinde süreli sözleşmelerde kira süresinin sonunda ve yerleşen içtihatlara göre bir ay içinde akdin feshi ve kiralananın tahliyesi istenebilir. Süre bitiminden önce akdin yenilenmeyeceği hususundaki irade karşı tarafa ulaşmış ise, o takdirde kira süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde dava açılması zorunlu değildir. Bu durumda tahliye için başka bir sebep aramaya gerek kalmaz.

Olayımızda; davacı ile davalı arasında düzenlenen 01.06.2004 başlangıç 31.12.2006 bitim tarihli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Ek sözleşme ile kira süresi 2 yıl uzatılmıştır. Uzatılan bu süre 31.12.2008 tarihine tekabül etmektedir. Takip dayanağı kira sözleşmesinde davalı taşınmaz arsa niteliğinde kiraya verilmiştir. Sözleşme bu niteliği itibariyle Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. 6570 sayılı yasanın 7/a maddesinde düzenlenen tahliye taahhüdüne dayalı tahliye isteği Borçlar kanununa tabi taşınmazlar için uygulanamaz ise de, Borçlar Kanununa tabi taşınmazlarda akdin bitim tarihini belirler. Borçlar Kanununa tabi süreli yazılı kira sözleşmesine konu olan taşınmazlara ilişkin tahliye davaları İcra İflas Kanununun 272. maddesi uyarınca akdin sonunda ve bir ay içinde açılması yada icra takibi yapılarak tahliye istenmesi mümkündür. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin bitim tarihi olan 31.12.2008 tarihine nazaran 06.01.2009 tarihinde başlatılan takip süresindedir. Bu şekilde takibin yapılmasında ve 16.01.2009 tarihinde dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Takip yasal sürede yapıldığına göre, başka bir sebep aramaksızın davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara