Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6836 Esas 2012/8633 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6836
Karar No: 2012/8633
Karar Tarihi: 01.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6836 Esas 2012/8633 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/6836 E.  ,  2012/8633 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında Avcılar Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 14 parsel sayılı 381,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilme şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Mahkmece, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaza evveliyatında davalı ..."ın zilyet olduğu, fakat 25-30 yıl kadar önce köyden ayrılmış olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak davalı ..."in köyden ayrılmasından sonra kadastro tespitine kadar taşınmaza kim tarafından, kimin adına ve ne şekilde zilyet olunduğu konusunda yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli ve tespit bilirkişileri ile tanık beyanları çelişkili olup hüküm için yeterli değildir. Yerel bilirkişi ..., davalı ..."in köyden ayrılmasından sonra taşınmazın davalının amcasının oğlu ... tarafından uzun süre kullanıldığı, taşınmazın bir müddet boş kaldıktan sonra davacı ... tarafından kullanılmaya başlandığı; tespit bilirkişisi Kerim Bingöl, davalı ..."in köyden göç etmesinin akabinde davacı tarafından kullanılmaya başlandığını, davacı tanığı ..., davalı ..."den sonra taşınmazı kısa bir süre davalının amcasının oğlu ..."in kullandığını, sonra davalının taşınmazı geçici olarak kullanması için davacının kardeşi ..."a teslim ettiğini, yaklaşık 5 yıl sonra taşınmazın davacı ... tarafından kullanılmaya başlandığını; davacı tanığı ..., taşınmazın 20 yıl önce de davacı tarafından tarafından kullanıldığını beyan etmiş oldukları halde mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmemiş, taşınmazın davalının amcasının oğlu olduğu beyan edilen ... tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise kime izafeten kullanıldığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Mahkemece davalının köyü terketmiş olmasına rağmen taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğünden söz edilip edilemeyeceği, bir başka ifade ile taşınmazdaki zilyetliğini terk etmiş sayılıp sayılmayacağı hususları üzerinde durulmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava dışı ..."in taşınmazı kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kime izafeten kullandığı, davalının malik sıfatıyla zilyetliğinin devam edip etmediği, taşınmazı kullanmamasının zilyetliği terk iradesine mi dayanmakta olduğu ve davacının zilyetliğinin başlangıç tarihi hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, alınan beyanlar ile önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, kadastro tespitine kadar davacı tarafın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı tespit edilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirimeli, idari men kararının niza olarak kabul edilemeyeceği hususu da göz önüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, talep halinde peşin harcın temyiz eden tarafa iadesine, 01.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.














    Hemen Ara