Esas No: 2012/6512
Karar No: 2012/8624
Karar Tarihi: 01.11.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6512 Esas 2012/8624 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların ticareti terk hükümlerine muhalefet suçundan beraatlerine karar verilmiş, ancak bu karar Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemiyle dosya yeniden incelenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ticareti terk eden tacir ifadesinin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığına ve limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir. Ticaret şirket yetkilisi olan sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizdir. Kanun maddeleri 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 10. İCRA MAHKEMESİ
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ...’in beraatlerine karar verilmiş, hüküm şikayetçi tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 24.10.2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 17.12.2011 tarihli itirazı üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/743 Esas, 2012/548 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44.maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin ... hakkındaki 24.10.2011 tarih ve 2011/330 Esas, 2011/6291 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda,
Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, somut olayda, borçlu şirket ticaret sicili memurluğunda faal görünmesine karşın, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28.02.2008 tarihli ve 6513 sayılı yazısında, 30.09.2007 tarihi itibariyle re"sen terkininin yapıldığının bildirilmesi ve ticaret sicili memurluğunda kayıtlı adresinde zabıta marifetiyle yaptırılan araştırma sonunda da, “şirketin sicilde kayıtlı adresinin cami lojmanı olduğunun ve çevreden sorulduğunda adı geçen şirketin tanınmadığının...” tespit edilmesine göre, borçlu şirketin ticareti terk ettiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle yetkilisi sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 01.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.