Esas No: 2009/5052
Karar No: 2009/4970
Karar Tarihi: 28.5.2009
Bölünmez Eşya - Ortaklığın Giderilmesi - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/5052 Esas 2009/4970 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, bir taşınmazın aynen bölünerek paydaşlığın giderilmesi davasına ilişkindir. Paydaşlar arasında anlaşma olmadığı takdirde bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanacağı belirtilmiştir. Tarım arazilerinin niteliği ve büyüklüğüne dair Bakanlık tarafından belirlenen kriterler de açıklanarak, bölünmemez eşyalar kapsamında belirlenen tarımsal arazilerin bu niteliğinin tapu kütüğüne şerh verileceği vurgulanmıştır. Mahkeme kararı bozulmuş ve yeniden bilirkişi raporu alınarak bölünme süreci ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu karara, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca karar verilmiştir.
6. Hukuk Dairesi 2009/5052 E., 2009/4970 K.
6. Hukuk Dairesi 2009/5052 E., 2009/4970 K.
- BÖLÜNMEZ EŞYA
- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
- 5578 S. TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNDA DEĞİ... [ Madde 8 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan H........ Y.......... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava bir adet taşınmazın aynen bölünmek suretiyle paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan H........ Y........ tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 Sayılı Kanunla değişik 8.maddesi uyarınca Tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık (Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı) tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri-özel ürün arazileri-dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal arazilerin, miras hukuku bakımından “
“bölünemez eşya”
” niteliğini kazanacağı ve tarımsal arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “
“şerh”
” verileceği,
Belirlenen parsel büyüklüğünün:
Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde herneşekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (elbirliği veya paylı) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy işleri Bakanlığı İl veya İlçe müdürlüğünden sorulup zirai yönden aynen taksiminin mümkün olup olmadığı konusunda görüşü alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımızda;bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve taksim projesinde bölünen alanların değerleri üzerinde durulmamış, paylara göre değer eşitliği sağlanıp sağlanmadığı ve ivaz ilavesi gerekip gerekmediği tartışılmamıştır. Öte yandan dosyadaki belgelerden taşınmazın tamamının aynı toprak yapısına sahip olmadığı da anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişiden seçenekli ve denetime uygun rapor alınarak, taksim projesi hazırlatılması ve bu projenin onay makamına gönderilerek bölünmeye ilişkin olur alınması, sonucuna göre seçenekler arasından kura çekilmek suretiyle taraflara verilecek bölümlerin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.