Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6446 Esas 2012/8600 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6446
Karar No: 2012/8600
Karar Tarihi: 01.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6446 Esas 2012/8600 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, ticareti terk usulüne muhalefet etmek suçundan yargılanmış ve ilk aşamada beraat etmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı sonucu dosya yeniden incelenmiş ve karar bozulmuştur. Borçlunun kayıtlı adresi dışında yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı, takibin kesinleşip kesinleşmediği ve borçlunun ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı gibi hususlar değerlendirilmeden yapılan beraat kararı bozulmuştur. İçtihat metninde, İcra İflas Yasası'nın 44. maddesinde yer alan \"ticareti terk eden tacir\" ifadesinin tüzel kişi tacirleri de kapsadığı ve müdürlerinin de yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, ticareti terk eden kötü niyetli borçluların davranışlarının önlenmesi amacıyla yapılan değişiklik de vurgulanmıştır.
6352 sayılı İcra İflas Yasası'nın 44 ve 337/a maddeleri hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.
16. Hukuk Dairesi         2012/6446 E.  ,  2012/8600 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... 2. İCRA MAHKEMESİ


    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm şikayetçi tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 03.10.2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 27.12.2011 tarihli itirazı üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/861 Esas, 2012/653 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple anonim şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda anonim şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan anonim şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemizce, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 03.10.2011 tarih ve 2010/8231 Esas, 2011/5095 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
    Sanığa isnat edilen ticareti terk usulüne muhalefet etmek suçunun oluşabilmesi için kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması zorunlu olup, şikayetin dayanağını oluşturan ... 3.İcra Müdürlüğünün 2007/7737 Esas sayılı takip dosyası içerisindeki borçlu ... İnşaat Turz. Tic. AŞ"nin "Gençlik Mah. Fevzi Işık Caddesi Tüysüz Ap. Kat: 1/2 ..." adresine çıkarılan tebligatın, adreste tanınmadığından bahisle iade edilmesi üzerine daha sonra bu adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre çıkarılan tebligat 02.10.2007 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, mahkeme dosyası içerisinde ... Ticaret Sicili Memurluğundan alınan 19.09.2008 tarihli yazıda, eski unvanı ... İnşaat Turizm Ticaret A.Ş. olan şirketin yeni unvanının ... İnşaat Turizm Gıda Temizlik Ürünleri Ticaret A. Ş., tescil tarihinin 08.12.2000 ve adresinin de Mahatmagandi Caddesi Kemer Sokak No: 12/1 ... Çankaya/ ... olarak bildirilmesi karşısında, borçlu şirketin kayıtlı adresi dışında başka bir adrese çıkarılan ödeme emrinin Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı, eş anlatımla takibin kesinleşip kesinleşmediği denetlenmeden, takibin kesinleştiğinin kabulü durumunda ise, borçlu şirketin ..."daki adresinde ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde zabıta araştırması yaptırılmadan ve ..."daki adresine göre kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin devam edip etmediği, re"sen terk işleminin yapıldığının anlaşılması halinde hangi tarihte terk ettirildiği, buna göre de şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 01.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara