16. Hukuk Dairesi 2012/6047 E. , 2012/8548 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, Kaynarca Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 79 parsel sayılı 10.787,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın kadastroca oluşan tapu kaydının iptali ve tamamının adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı uysa dahi hukuki değerini kaybettiği, taşınmazın davalı tarafından haricen satın alındığı ve zilyetliğin davalıda olduğu gerekçesi ile karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, tapu kaydı kapsamının belirlenmesi ve 3402 sayılı Kanun"un 13/B-b maddesi koşullarının araştırılması yönlerinden yapılan inceleme ve uygulama da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının dayandığı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış; varsa revizyon gördüğü parseller de dikkate alınarak tapu kaydı yöntemince uygulanmamıştır. Doğru sonuca varabilmek için davacının dayandığı tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile ve varsa haritası ile getirtilmeli, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte, 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesine göre tapu kaydının kapsamı, varsa haritasına göre; haritası yok ise sınırları okunmak sureti ile uygulanıp, belirlenmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmak suretiyle yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, keşifte alınan beyanların tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak saptanmalı, fen bilirkişisine, kadastro paftası üzerinde sabit sınırlar esas alınmak üzere tapu kaydının kapsamını gösterir, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor düzenlettirilmeli, tapu kaydının çekişmeli taşınmazın dışında başka taşınmazları da kapsadığının belirlenmesi halinde bu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, davalı iseler dava dosyaları getirtilmek suretiyle kesinleşip kesinleşmedikleri ya da ne şekilde kesinleştikleri belirlenmeli; çekişmeli taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığının tespiti halinde, tapu kayıt maliki olan davacının halen hayatta olması nedeniyle tapu kaydının davacıya intikal edene kadar hukuki değerini yitirmediği anlaşıldığından 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-c maddesinde belirtilen koşulların oluştuğunun kabul edilemeyeceği düşünülmeli, tapu dışı satışı tarihi ile kadastro tespitine kadar 3402 sayılı Yasa"nın 13/B-b maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçip geçmediği ve tapu dışı satışın bozulmuş olup olmadığı araştırılmalı, 3402 sayılı Kanun"un 13/B-b koşulları değerlendirilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.