Esas No: 2020/4518
Karar No: 2021/4615
Karar Tarihi: 30.06.2021
Silahlı terör örgütüne üye olma - silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/4518 Esas 2021/4615 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme
17.03.2017(sanık ... için)
08.08.2016(diğer tüm sanıklar için)
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında; TCK"nın 314/3, 220/7 maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, TCK"nın 220/7-2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 63, 53/1-2-3 maddeleri gereğince kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
2-Sanıklar ... ve ... hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9 maddesi delaletiyle 58/6-7, 5275 sayılı Kanunun 108/4, TCK’nın 63 maddeleri gereğince kurulan
mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurularının
düzeltilerek esastan reddi
3-Diğer tüm sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 221/4-son, 221/5, 62, 53/1-2-3, 58/9 maddesi delaletiyle 58/6-7, 5275 sayılı Kanunun 108/4, TCK’nın 63 maddeleri gereğince kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık ...’nın örgüt içi tayine tabi olması, MASAK raporu, dosya kapsamı ve diğer deliller nazara alındığında, sanığın örgüt üyesi olarak kabulünün gerektiği ancak bu husus atfın niteliği ve aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve tüm sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-) Sanıklar ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için yapılan temyiz incelemesinde;
A-) Sanık ... yönünden;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir.
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir.
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 Esas sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören, fakat sözde meşrutiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek;
1- Oluş, sanık savunması ve dosya kapsamına göre;
Kovuşturma aşamasındaki etkin pişmanlık içeren beyanında 2013 sonu itibariyle özellikle örgütün görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra örgütle iltisaklı Bank Asyadaki hesabını kapattığını söyleyen ve bu beyanı banka kayıtları ile doğrulanan sanığın yine şirketteki hisselerini devrettiğini belirtmesi karşısında ve bu beyanın da şirket kayıtlarıyla doğrulanması halinde suç tarihi itibariyle herhangi bir örgütsel kod adı ve iletişim ağı kullandığı saptanamayan sanığın, dosya kapsamına göre de terör örgütü FETÖ/PDY’nin görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir somut eylemlerinin de ortaya konulamaması gözetildiğinde hakkında TCK’nın 30/1 maddesi hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a-)Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak temel cezanın hakkaniyete uygun tayini gerekirken yazılı şekilde uygulama ile fazla ceza tayin edilmesi,
b-)Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanığın kovuşturma aşamasında örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi verdiği ve aşamalarda pişmanlığını dile getirdiği nazara alınarak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun makul oranda bir indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
B-) Sanıklar ... ve ... yönünden;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, ancak;
1-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanıkların kasta dayalı kusurlarının ağırlığı, güttükleri amaç ve saik de göz önünde bulundurularak temel cezanın alt sınırdan tayini gerekirken yazılı şekilde uygulama ile fazla ceza tayin edilmesi,
2-Silahlı terör örgütüne üye oldukları ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdıkları anlaşılan sanıkların mahkeme kabulüne göre kovuşturma aşamasında kendi bilgileri ölçüsünde örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi verdikleri ve aşamalarda pişmanlıklarını dile getirdikkeri nazara alınarak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun makul oranda bir indirim yapılması gerektiğinin nazara alınmaması,
C-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, ancak;
Silahlı terör örgütüne üye oldukları ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdıkları anlaşılan sanıkların kovuşturma aşamasında örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi verdikleri ve aşamalarda pişmanlıklarını dile getirdikleri nazara alınarak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun makul oranda bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
D-) Sanık ... yönünden;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, temyiz aşamasında dosyaya sunduğu 25.06.2021 tarihli dilekçesinde özetle etkin pişmanlık kapsamında ifade vermek istediğini ve örgütün çökertilmesi konusunda işbirliğine hazır olduğunu belirtmesi karşısında sanığın duruşmada hazır edilerek yeniden ayrıntılı şekilde beyanlarının alınması, verdiği bilgilerin doğruluk ve faydalılık durumlarının ilgili birimlerden sorulması ile sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221. maddesinden düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmekle, sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kahramanmaraş 2.Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.